Algı politikalarını yönetmekte AKP’nin üstüne yok!        Neymiş efendim…  Türkiye’nin gerçek mana da bir muhalefete ihtiyacı varmış ve bu ihtiyacı gidermek için de, özel çaba göstereceklermiş… Güler misin ağlar mısın?    Sanki, memleketi borç bataklığına sürükleyen ve batma noktasına getiren kendileri değilmiş gibi!            Şark kurnazlığı işte…  Güya, siyasi ve ekonomik iflasın faturasını muhalefete keserek, siyasi rant devşirecekler…                   Eski defterleri karıştırmaktan medet umar olduklarına göre görünen o ki,bu zat-ı muhteremlerin söylenecek sözleri kalmamış olmalı!          Çaresizlik denen illet, insana her şeyi yaptırıyor…               Kendilerini iktidar olmaya mecbur hissedenler, hayat pahalılığı,yoksulluk ve işsizliği gündem dışı tutarak günü kurtarmaya çalışıyorlar.               Ama nafile…                 Muhalefet partilerinin sert eleştirileri karşısında bile iyiden iyiye kimyası bozulan bir iktidar var!  Ucu açık, ektikleri kin ve nefret tohumları, halkı baskılama ve sindirme aracı olarak kullanılıyor.      Öfkeleri değil siyasilerin, sıradan apolitik insanların bile tepkisini çekmeye başladı.            Asıl konumuza gelecek olursak;    Halk ekmek büfeleri önünde oluşan kuyrukları, CHP ile ilişkilendirme gayreti de neyin nesi?         Acınası İstanbul Fırıncılar Derneği!              Halk Ekmek Büfeleri önünde oluşan kuyrukları, İstanbul’a ve İstanbulluya yakıştıramıyormuş…     İstanbul sevdası buna derim işte(!)  İstanbul’u bu ayıptan kurtarmak için, büfeler kapansın diye buyurmuşlar, ki o büfeler, İstanbul ekmek tüketiminin %6’sına  hitap ettiğini bilmelerine rağmen…      Hülasa,maksat  “üzüm yemek değil bağcı dövmek.” olunca iktidar ortakları da yapılan haksızlığa seyirci kalarak  bu çirkinliğe ortak oldular..                      Oysa, yoksulluğun tavan yaptığı şu zor günler de ucuz ekmeği çok gören derneğe karşı, birkaç çift sözleri olması gerekenler,  siyasi rant  uğruna sessizliğe gömülmeyi yeğlediler.                     Biliyorlar ama bilmezden geliyorlar.      Atıfta bulunduğunuz yetmişli yılların kuyrukları, yoksulluktan kaynaklanan kuyruklar olmadığı gibi, emperyal güçlerin hizmetindeki yerli işbirlikçilerin bir oyunuydu…         Dün piyasa da olan yağ şeker gaz  yağı, benzin vs…         Bir gün sonra yok olup buharlaştıysa, altında yatan sebebi görmemek, art niyetlilerin işi olmalıi?   Gaye, CHP iktidarını yıkmaktı…                      İşte o kuyruklar, halkın temel ihtiyaç maddelerini piyasaya sürmeyip, stok kaynaklı kuyruklardı.     Ya bu günün kuyrukları…              Bu günün kuyrukları ise,70’lerdeki asgari ücret alım gücünün, en az % 50 sini geri alan ekonomik modelinizin kuyrukları olduğunu unutmayın.         Bu nedenle, yoksulun dostu olan halk ekmek büfeleri üzerinden elinizi çekin!             Çekin ki, ilk genel seçimde, sandıkta ödenecek bedelin ağırlığı altında ezilmeyin! Saygılarımla.    Hasan TEMEL