Tüm dünyayı kasıp kavuran bir hastalık. Bütün olanlar gözümüzün önünde yaşanıyor. Ekonomik kültürel ve bireysel etkileri daha sonra daha fazla hissedilecek.
Toplumsal etkilerinden ziyade birey üzerinde nasıl bir etki yapıyı ve tahrifata yol açtı.
Bireysel davranışlar nasıl etkilendi.
Toplumdan soyutlandık. Bazen aşırı yalnız çaresiz kendimizi, yitik kayıp htik!
Toplumla çatıştık toplumun kendimize zarar verdiğini düşündük.
Sadece kendi başının çaresine bakmak gerektiğini düşündük, Diğer olup bitene kafamızı çevirdik. Aile, mahalle, arkadaşlar ile irtibat kesilince bocaladık.
Kendimizi kısıtlayan her şeye herkese ters baktık.
Kendimizin en ufak isteğini yerine getirilmesi için başkalarını hiç düşünmeden hareket etmeye başladık.
Bencilliğin nasıl sınır tanımadığını gördük, duyduk.
Toplumsal değişimde bireyin hazırlıksız olduğunu gördük.
Bir salgın hastalık bizi ne hale getirdi.
Savaş, kıtlık büyük buhran ne hâle getirir. Allah korusun.
Toplum sözünün eri toplumsal sorumluluğu olan kişiler üzerinde durmalı ve oluşmalı ki sorumluluk alma zamanı panik ve telaş olmasın.
Kuralların normalde ne kadar önemli olduğunu anlasın ki, zor zamanlarda işleyen bir hal alsın.
Peki devlet nasıl davrandı?
Kurumları ne kadar günlük işleyişten bi haber, halktan kopuk bakanlıklar…
Günlük işleyişten bi haber bürokrat, bilim kurulları, Üniversiteler, Erdemli olmayan ticaret
ve örgütleri…
Yani devlet sadece talimat, yasa ve tüzük üçgeninde ülkenin can damarlarına ulaşamadığını gördü. Bizde gördük.
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamalı.
Tren yolu bitti, perdeleri kapatıp treni sallayıp gidiyormuş gibi yapmak. Büyük ve telafisi olmayan sonuçlar açar toplumun ve devletin başına!
Bir hastalık kendi ruhsal, yapısal eksikliklerimizi ortaya döktü. Bakalım nasıl toplayacağız.
Selam ve saygılarımla