Millet İttifakının ‘kadir kıymet’ bilmeyen mini ortakları, ilk yenilgide değerli eşyalarını (vekilleri) yanlarına alıp, gemiyi ilk terk eden fareler misali ortadan sıvıştılar! Oysa her birinin,İktidar olma iddiasını sürdürmek ve yeni stratejilerle güçlendirilmiş parlamenter sisteme sadakatleri önemliydi. İşin kolayına kaçıp,siyasi hayatlarında görüp görecekleri bu büyük ganimetin ışıltısına kapılmanın şaşkınlığını yaşadılar belki de! ‘İsmi olup cismi olmayan’bu mini vefasızları anlamak zor değil ama İyi Parti’de yaşanan savrulma takip gerektiriyor. Bu nedenle Akşener ve yol arkadaşlarının rahatsız edici,etik sınırlarını zorlayan siyasi duruşları nedeniyle İyi Parti’ye ayrı bir parantez açmakta fayda var. Çünkü,üstlerine çöken karabulutların ve anketlerle sabit keskin oy kaybının yarattığı psikolojik yorgunluk tansiyonu yükseltmiş durumda. Sürekli sıcak tutulan ‘kazanacak aday’ve manasız bir şekilde’devrilen masa’tiplemelerinin henüz mürekkebi kurumadan yüksek perdeden CHP’yi suçlamak, yaşadıkları vehameti gösteriyor. Teori de demokrat, pratikte şahin kesilen Akşener, parti tabanının, milliyetçi, muhafazakar ve aynı zamanda Atatürkçü ve demokrat olduğunu görmüyor ya da göremiyor. CHP üstünden yürüme kararlılığı gözlerine vurmuş olmalı ki,İmamoğlu ve Yavaş gibi iki fenomen belediye başkanının seçmen tabanın da karşılık bulduğunu Akşener göremez oldu. Hiç mi doğrusu yok derseniz, olmaz mı? Durmuş saat bile günde iki defa doğruyu gösterir! Mesela, AKP ve MHP’nin İttifak davetini ellerinin tersiyle itmek ve partiyi inkarcı siyasetten uzak tutmak saygıdeğer bir karar ama zaman ne gösterir bilinmez! Kısaca Akşener,siyasi rant devşirememe ve seçmen tabanını muhafaza edememe korkusu içinde gelgitler yaşıyor.   CHP’de ise kıyasıya yarışın kazananının kim olacağını öngörmek hayli zor olsa da, ipi göğüsleyen Kılıçdaroğlu olması halinde seçim işbirliği imkansıza yakın duruyor. Özel kazanırsa, İyi Parti üzerinde kısmen de olsa bir baskı oluşur ve bu baskıdan CHP karlı çıkar. Akşener ve yol arkadaşlarının oynadığı bu büyük siyasi kumarı ve parti içinde cereyan eden gelişmeleri CHP şimdilik yakından izlemekle yetiniyor. İki parti arasında yeni bir seçim işbirliğinin olup olmayacağını kestirmek hayli zor olmakla birlikte bu köprünün altından daha çok suların akacağı muhakkak. Çünkü Türkiye, ideolojileri öncelemeyen, manasızlaştıran, siyasi partilerde ideolojik boşalmalara yol açan ve kimliksizleştiren bir tuhaf sistemle yönetiliyor. Partiler de kendi logoları altında seçimlere katılarak ağırlıklarını görmek ve geleceklerine yön verecek kararlar almak istiyor. Lakin, CHP-İyi Parti işbirliği ile elde edilen 2019 yerel seçim zaferi orta yerde dururken, yeni bir zafere gölge düşürmeye meyilli bir İyi Parti’nin varlığı söz konusu. Bu nedenle Akşener, partinin geleceğini riske eden siyasi bir kumar peşinde ve bu kumarla İyi Parti’ye ne kazandıracağını/ kaybettireceğini bekleyip görmekte fayda var. Hasan TEMEL