2028 Cumhurbaşkanlığı yarışı,adaylığı Anayasaya uygunluğu sürekli tartışılan Erdoğan ile CHP’nin liyakat sahibi üç adayından(Özel, Yavaş- İmamoğlu) biri olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında geçecek gibi.                                              Toplumsal uyanış seyrinin tabanda kök salmanın telaşına düşen yandaş havuz medyası,ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik koşulları gizlemek için, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağının merakını gündemde tutmaya çalışıyor! Havuz medyasını anlamak mümkün.Ya CHP parti içi muhalefete ne demeli? İmamoğlu karşıtlığı içinAKP ve yandaşları ile ortak görüntü vermenin, parti içi siyasi sonuçlarının öznesi olmalarına yol açacağını nasıl göremezler? İmamoğlu’na güç katan bir diğer etken de Mansur Yavaş.O Yavaş ki, İmamoğlu’na reva görülen saldırılarakarşı göğsünü siper etmekten sakınmıyor! Ketum tutumu ve parti kararlarına olan sadakati ile departilileringönlünde öneli bir yere sahip.Bunlar beni Ekrem İmamoğlu’nun adaylığına sürükleyen somut veriler.Karşı cephenin emellerini çökerten bu adımları şahsen çok önemsiyorum.Lakin sosyal demokrat bir birey olarakYavaş’ın adaylığını tasvip etmem mümkün değil.ÇünküYavaş’la CHP arasında manevi işbirliği memnuniyeti uç noktada.Hesaplar kapalı, karşılıklı ne borç ne de alacak söz konusu.ZatenYavaş’ın da CHP ile organik bağı Cumhurbaşkanı adayı olacak düzeyde güçlü değil.Hülasa, CHP’de süreç doğru işliyor.   Tekrar karşı cepheye dönecek olursak, yirmi iki yıldır iktidarda olan AKP ve şürekasını anlamak zor değil.Denenmişi parlatıp CHP yönetimini güçsüzleştirme peşinde koşuşturması çok doğal. Doğal olmayan CHP içindeki parti içi muhalefet.Tam elliyıl sonra gelen birinci parti olma gerçeğini göz ardı ederek akla-ziyan kötülük peşinde!Yönetim de boş durmuyor tabi kötülüklere karşı.Özgür Özel, aday olmayacağını ilan edip karşı hamlede bulundu.Değişimin devamı yönündekararlılığını gösterdi. Ben bu radikalçıkışın, hem AKP’nin hem de parti içi muhalefetin gizli hesaplarının bozduğunu düşünüyorum.   Şimdi gereksiz tartışmaların zamanı değil. 6-9 Eylül’de yapılacak Tüzük kurultayı ile çok daha demokratik bir CHP bizi bekliyor olacak.Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı günü geldiğinde üye katılımlı bir ön seçimle belli olur.                                        Ama İmamoğlu’na iftira atmaktan beis duymayan çevreler dur durak bilmiyor!Yok “İmamoğlu Avrupa’nın adamı!”,Yok “Avrupa ülkeleri İmamoğlu’nu geleceğin Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istiyor” gibi maksadı aşan saçmalıklar havada uçuşuyor!Dünyaya Avrupa Birliği ülkeleri penceresinden bakmanın nesi kötü onu da anlayabilmiş değilim.Bu bakış, Türkiye için bir handikap değil aksine,çağdaş dünyaya açılan pencereye ışık tutmaktır.   CHP’nin başarılı bir teknik direktörü var! İsmen beyan etmiş olmasa da İmamoğlu’nun önünü ardına kadar açmış oldu. İmamoğlu için bir diğer engelde, yargı yoluyla siyaset dışına itilme ihtimali.İnanın gülüp geçiyorum.Böylesi bir karar, AKP’nin siyasi intiharı olur.Her kim olursa olsun, asgari% 60’la CHP adayının kazanması demektir ki, AKP’nin bu riski alacağına ihtimal dahi vermiyorum.Çünkü AKP tükendi.Atacağı hiçbir adım artık sonuç vermez.Ülke yönetimini acilen erken seçim yoluyla muhalefete teslim etmelidir.                                     CHP iktidar rüzgarını zaten arkasına aldı! CHP içindeki potansiyel adayları birbirine kırdırmak Özel ve yönetimini zayıflatmak,Kılıçdaroğlu ve ekibine arka çıkmak gibi beyhude uğraşlardan öteye geçmez.  Son sözüm de parti içi muhalefete olsun.CHP’de kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı tartışması halk nezdin de kapalı, bilesiniz. Hasan TEMEL