Bayram öncesi verilen ikramiyeler emeklinin kursağında kaldı! Nasıl kamasın ki?
Güz yağmurlarını beklerken gelen zam yağmuru, emeklilerin ateşini yükseltti!
Okulların yeni açıldığı şu günlerde yapılan zamlar, kış koşullarının çok ağır geçeceğinin habercisi gibi.
Toplumsal refleks beklentisi içinde olduğumu sakın düşünmeyin.
Halk, o defteri çoktan kapattı!
*
“Kazan-Kurbağa” hikayesini bilirsiniz.
12 Eylül ve süre gelen iktidarların, halka kurbağa muamelesi göstermesi ve halkın ılık suyu hak-bayram zannetmesi, kaynar kazanın müdavimi olmasına vesile oldu(!)
Geride kalan ise, sormaktan sorgulamaktan imtina eden, itaati ilke edinen bir kalabalık.
*
Ah şu 12 Eylül…
Bu ülkede kötüye dair yaşanan ne varsa, bu 12 eylül belasının eseri olduğunu halk göremeyince başımıza örülen çorapların ardı arkası kesilmedi.
Kırk yıla yakın süredir süre gelen kandırmaca, aldatmaca oyunu, bugünlere kadar geldi.
*
Turgut Özal ile başlayan zam çılgınlığı, Ecevit Hükümeti ile devam ederken, AK Parti döneminde doruğa ulaştı.
Demokrasiden uzaklaştıkça da zamlara karşı tepkiler azalırken her şeyi kabullenme adeta kalıcı hale geldi.
*
Son birkaç ayda yaşananlara akıl erdirmek mümkün değil.
Dövizde yaşanan olağanüstü artış, üstü kapalı devalüasyondan başka ne olabilir?
Halk Bankasında gece yaşanan döviz satışı ise başlı başına bir hükümetin istifa etmesi için yeterli bir sebep olsa da burası Türkiye diyenleri haklı çıkartıyor.
Geçmişte Ecevit’e yazar kasa fırlatanları hatırladıkça, gelinen noktanın vehametini görmek, insanı tedirgin ediyor.
*
Yatırım politikaları terk edilerek tüketim toplumuna geçiş yapıldı.
Din milliyetçilik gibi hassas konular da kaşınarak yoksulluk dibe vurdu ve zenginlikte eşitlik aranacağına yoksullukta eşitlik sağlandı.
İşin özeti, halk, bayram ikramiyelerini hak bayram görürken, kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri aldılar.
*
Alman Filozof Friedrich Nietzsche’e kulak vermek, kurtuluşun tek yolu.
Zaten başka seçeneğimiz de yok.
Diyor ki…
”Toplumları cehaletten modern bir eğitim kurtarır.
Eğitim seviyesi düşük milletler cehalet tuzağına düşer.
Cahil milletlerde demokrasinin olmasının hiçbir faydası yoktur.
Çünkü cahil halklar kendilerini para, iş, vatan ve din gibi unsurlarla kandıranlara oy verirler. “
*
Yurttaş olarak inanın çok şey yapmamıza gerek yok.
Böylesi anlam derinliği taşıyan sözlere değer vermek suretiyle,toplumların kurtuluşuna öncülük edeceğimizi bilelim yeter.
Çünkü bunu bilmek, buna göre hareket etmek, duyarlı insan olmanın bir gerekliliğidir.
Aksi takdir de kaynayan kazanın müdavimleri olmaya devam edeceğiz.
Saygılarımla.
Hasan TEMEL