AKP dönemi siyasi iklim, partilerin genleriyle oynadı! Partileri,daha çok fikri değil kazanma odaklı parti içi seçim yarışlarına zorlayarak değersizleştirdi. Türkiye’de demokrasinin teminatı olan CHP’de bundan fazlasıyla nasibi aldı. Çünkü tam on üç yıl önce parti içi demokrasi ve sosyal demokrat ideolojiyi yeniden hakim kılmak amacı ile yönetime seçilen Kılıçdaroğlu’da CHP’yi bu tehlikeden koruyamadı. Beklentilerin aksine,mevcut siyasi iklime ve Türk toplumunun genel sosyolojik yapısına uygunluk göstererek parti politikaları ile arasına mesafe koydu! Ne yazık ki bu tercih,parti içinde renklerin solmasına,ilişkilerin kişisel dostluk,inanç,alt kimlik ve demografik yakınlıklarla şekillenen bir siyaset anlayışına yol açtı. Bu siyaseten bir çürümedir. Bu çürüme tabana yayıldıkça, demokratik yapıların örgütsel birliğini yerle yeksan ettiği gibi, acil önlemler almaya duyulan ihtiyacı arttırdı.   İlçe kongreleri günümüzde renk vermemenin maharet olduğu yarışlara döndü! Oysa geçmiş de ilçe kongreleri, farklı siyasi renklerin örgütlenerek, genel merkez şekillenmesinin öncülüğüne soyunan demokrasi şölenleriydi. Bugün mevcut ilçe başkanı Hakan Bahçetepe ve yol arkadaşları yola devam kararı alırken, parti içinde yaşanan kaotik ortama ışık tutmaktan yine kaçındılar. Mevcut yönetim gibi çizgi siyasetinin uzağında kalan muhalefet de, mahalle delege listelerinin şekillenmesine göre vaziyet almayı yeğleyince süre gelen hatalar yine tekrarlandı. İdeolojik olmayan, tepki örgütlemesine dayalı bir çıkış olsa da, muhalefetin desteğini alan Serdar Sevtekin’in adaylığı, demokratik işleyişe sunulan katkı nedeniyle bence çok değerli.   30 yılı akın süredir il ve ilçe düzeyinde parti kademelerinde görev yapan bir birey olarak daima taraf oldum. Taraf oldum çünkü,üniversite yıllarında sevgili hocam Prof.Dr.Server Tanilli’nin mütemadiyen tekrarladığı “taraf olmayan bertaraf olur” sözünü kendime ilke edinmiştim. Bundan yola çıkarak her seçim döneminde tarafı olduğum grup arkadaşlarımla birlikte sürecin aktif bir üyesi olarak görev yaptım. İlk defa delege sıfatı dışında bir sorumluluğum olmadan başkan adaylarının konuşmalarına ve gelişmelere göre tercihte bulundum.   Seçim sabahına dönecek olursak, CHP kongrelerinin olmazsa olmazı kulis faaliyetleri, yönetim liste hazırlıkları,talepler ve şikayetler salondaki genel havanın rutin gelişmeleriydi. Her iki adayında delegelere ve örgüte hitaben yaptıkları konuşmaları “pür dikkat” dinlediysem de tatminkar bulduğumu söyleyemem. Salonda hissedilmeyen heyecan, yüzlerden okunan umutsuzluk, saatler ilerledikçe az da olsa müspet yönde gelişim gösterse de örgütsel duygusal kopuş fazlasıyla hissedildi. İtalyan Filozof Giardano Bruno’nun bir sözü var. ”Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğerleri de yanlış gider.” der. Partili muhalif dostlar, başlangıçta hata yaptıklarını ve bu hatanın zincirleme devam ettiğini ve olumsuz sonuçlara yol açtığını nedense görmek istemiyorlar.   Ne diyeyim, “paşa gönülleri bilir!” Ders çıkarmak için zamanları olduğunu düşünüyorlarsa bence büyük yanılgı içindeler.   Başta İlçe Başkanı Hakan Bahçetepe olmak üzere yönetim kurulunu, il delegelerini, adaylaşarak kongreyi demokrasi şölenine çeviren Serdar Sevtekini ve Gaziosmanpaşa CHP örgütünü kutluyor daha güzel yarınların müjdecisi olmalarını diliyorum. Saygılarımla. Hasan TEMEL