Lanet olası 12 eylül, sıradanlaşmanın miladı olmuştu…
Siyasetten sanata, edebiyattan müziğe kadar, hayatın her alanında yaşanan yozlaşma dikkat çekiciydi…
Siyaset gibi siyaset kurumları ve siyasi sloganlar da sıradanlaşınca insanlar, fikirlerin değil bireylerin peşine düşer oldular…
Sıradanlaşma, bunlarla sınırlı kalmadı…
Büyük kentlerin çehresi değişti…
Kentlilik bilinci ve kent kültürü yok edildi…
Kentler,yoğun göç dalgalarına esir düştü…
’80 öncesinde emeğin adresi, kentleri sarıp sarmalayan gecekondulardı…
Bu yoksul insanlar, emek politikalarına sahip çıkan sol partilere destek veriyorlardı…
Sonrasında ise gecekondu semtlerinde dini cemaat örgütlenmeleri, devlet politikası oldu..(!)
Memleketin dört bir yanını saran umutsuzluk ateşi, orman yangınlarına dönüştü..!
İnsanlar hak, hukuk, adalet gibi dünyevi kazanımlardan umudu kesince, uhrevi kazanımlara yöneldiler…
Ben yine de Türk halkının sağduyusuna güveniyorum…
Cumhuriyet değerleri ile yoğrulmuş bu halk, tehlikeyi sezdiği anda fabrika ayarlarına mutlaka dönecektir… Çünkü bu halk, umudun tükendiği yerde, yeniden doğuş destanını yazan, tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gibi umutları yeşertebilen bir aksiyonerliğe sahip…
İsterseniz biraz geriye gidelim...
Faili meçhul cinayetlerin kol gezdiği o karanlık yıllarda, “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemi tüm Türkiye’de kabul görmüştü…
Unutmak ne mümkün…
Ya demokrat, duyarlı insanları ayağa kaldıran gezi direnişine ne demeli..?
Üç beş ağaç kesimi ile açıklanamayacak bir hukuk ve özgürlük kavgası değimliydi.?
Kendiliğinden gelişen, yaşamına müdahaleyi reddeden , onurlu yurttaşların demokratik direnişi değimliydi...?
Şimdi de “Adalet Yürüyüşü…
KHK’lerle yönetilen bir ülkede demokrasiden söz edilemez…
Yetmiş yaşında bir parti liderinin, Adalet” için Ankara’dan İstanbul’a yürümesi, işin vehametini gösteriyor…
Eski, yeni bazı baro başkanlarının, komik gerekçelerle yürüyüşe katılmamaları ise bir hukuk skandalıdır…
Tarih bunları asla affetmeyecek…
Parti Genel Başkanları ve milletvekilleri sudan gerekçelerle cezaevlerine konuyor…
Adaletsizliğe dur demek için yola koyulan yurtsever demokratların bu asil eylemi, zat-ı muhteremler tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor…
Boşuna zahmet etmeyin…
Söyleyeceğiniz hiçbir söz ya da ortaya koyacağınız hiçbir eylem, bu onurlu yürüyüşü gölgeleyemez…
İktidar, her zamanki gibi yandaş medyayı arkasına takmış yine verip veriştiriyor…
Korku dağları aşarken, seviyesiz saldırılar bitmek tükenmek bilmiyor…
Dış dünyanın ilgisinden fazlasıyla rahatsız oluyorlar…
Çünkü, tüm dikkatlerin “Adalet” arayışına yönelmesi, yürüyüşe daha fazla anlam kattı…
Ve 9 Temmuz’da milyonların katılımı ile final yapıldı…
Belediye otobüsleri, metrolar, vapurlar bedava çalışmadı…
Yine de insan selinin, Maltepe meydanına aktığını gördük…
9 Temmuz, Adalet ateşinin yandığı, iktidarın gardının düştüğü gün…
Ayrıca bu uzun soluklu yürüyüşte görev yapan güvenlik güçlerine teşekkür borçluyuz…
Gösterdikleri sabır ve yardımlardan dolayı saygı ve sevgiyi fazlasıyla hak ettiler…
Ne mutlu bu kavgada yer alanlara..!
Ne mutlu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na…
Kendisi ve yanında yer alan yoldaşları, haksızlığa uğrayan mazlumların dostu olarak her daim hatırlanacaklar.…
Hasan TEMEL