Ekonomik krizler can almaya devam ediyor.! Yunanistan’da deprem etkisi yaratan seçimler bana 2002 seçimlerini hatırlattı.
Türkiye Cumhuriyeti 57.ci hükümetinin bileşenleri olan DSP-MHP ve ANAP’ın, toplumsal gerçeklerden uzak politikaları halkı bezdirirken faturanın bu üç partiye çıkması kaçınılmaz oldu.
Geçen hafta Yunanistan’da yapılan genel seçimlerde, tıpkı DSP-MHP ve ANAP gibi PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi’nin de aynı kaderi paylaştığını gördük.
Seçim sonuçları merkez sol ve sağ partiler için hezimet olurken, radikal solun temsilcisi olan SYRİZA ve bileşenlerinin ittifakı, beklentileri boşa çıkartmadı.
AB standartlarında demokratik bir devlet olan Yunanistan’da halkın isteği, sadece refah seviyesinin yükseltilmesi olunca, ekonomik vaatleriyle öne çıkan SYRİZA’dan desteğini esirgemedi.
Aynı şekilde,2000’li yılların başında dünyayı saran ekonomik kriz, bizim gibi Brezilya’yı da vururken, halkın sola yönelmesiyle, sosyal demokratların, ekonomik kalkınmanın destanını yazdıklarını gördük.
SYRİZA’ nın seçim vaatlerine bakacak olursak, elektrik, su, doğalgaz gibi tüketimlerin parasız ve dış borçların ödenmemesi gibi radikal çıkışlar ütopik bulunabilir.
Şahsen, olabilirliğine yürekten inanan biri olarak, başarının anahtarı, demokrasiyi içselleştirmiş, örgütlü Yunan halkının, bu ‘genç adam’ a desteğinin sürmesidir.
SYRİZA’ nın bu ışıltılı başarısı, Türk solunun da iştahını kabartırken, haziran ayında yapılacak parlamento seçimlerine yönelik beklentilerde doğal olarak farklı bir boyut kazandı.
Peşinen söylemek gerekirse, böylesi bir hayali gerçekleştirmenin yegane yolu, basının ve bireyin özgür, devletin demokratik, toplumun örgütlü olmasından geçer.
12 yıllık AKP iktidarında, her yıl dozu biraz daha artarak yükselen muhafazakarlaşma, baskı ve anti demokratik uygulamalar, toplumsal gerginliklere ve kamplaşmalara sebep oldu.
Yine de, Türkiye solu adına karamsarlığa kapılmaya gerek yok. Yunanistan seçimlerinin yansımaları özellikle CHP’yi müspet yönde etkileyecektir.
Yeter ki güven versin, söylemler de netlik olsun ve halkın önceliklerinin tespitini doğru yapsın ve bireyi doğrudan etkileyen ekonomi politikalarını halka yansıtsın.
Belki, Yunanistan seçimlerinde olduğu gibi siyaset arenası ters yüz olmayacak ama karanlığa doğru hızla sürüklenen Türkiye’nin yüzünü aydınlığa döneceği çok açık. Saygılarımla.
HASAN TEMEL