Türkiye’nin gündeminde, İmamoğlu’na açılan soruşturmalar, tutuklanan Belediye Başkanları ve Gazeteciler, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Kartalkaya yangını polemiği ile yeni çözüm süreci var.
Bugün gündem dışı görülse de ülke gündemini meşgul eden bu gelişmelerin temelinde yattığına inandığım başka bir meseleye parmak basmak istiyorum!
Mesela,siyasette taşların yerli yerine oturması ve demokratik siyasi ortamın tekrar bu coğrafya da yeşermesi için ezberlerimizden kurtulmaya ve toplumu doğru okumaya ihtiyacımız var.
Ne yazık ki,toplum olarak merkez sağda demokrat bir parti ihtiyacını görmezden gelmek gibi bir garabet içindeyiz!
Bildiğiniz gibi Türkiye, 1946’da çok partili sisteme geçti. Birkaç istisna dışında o gün bugünülke, sağ partiler tarafından yönetiliyor.
12 Eylül sonrası,Türk-İslam Sentezi ve AKP’nin islamcı-muhafazakar gömleğietkisiyle,merkez sağ ideolojisi törpülendi veseçmen AKP’ye yönlendirildi. Onca kuşatılmışlığa ve yanlış yönlendirmeye rağmen halk, cumhuriyet değerlerine sahiplenme kararlılığını ve demokratik Türkiye özlemini diri tutmaya çalıştı.
Lakin bu sahiplenme, yeni girişimlere kapı aralamaktan vazgeçmesede tesis edilen yeni sistem,küçük partilerin seçmenle gönül bağı kurmasına engel oldu.
Çare üretmek siyasetçinin işi olduğuna göre bu tıkanıklığı aşmak,merkez sağın önünde duran tarihi bir zorunluluk.Akabinde, Deva ve Gelecek birlikteliğine Saadet’in de eklemlenmesi ve tüzeltüzel kişiliklerin korunması kaydıyla, güçlü bir muhalefet grubu oluşturulmasına karar verildi.
İlkinci adım ise, eski AYM üyesi Celal Mümtaz Akıncı’nın genel başkanlığında kurulan YeniYol Parti ‘sin de vücut bulmaları oldu! Bence bu oluşum, milletittifakın da olduğu gibi çok başlılık görüntüsü nedeniyle uzun ömürlü olmayacak.Çünkü halk, nicelik olarak büyük partilerden ayrılıp parti kuran siyasetçileri, siyasi ikbal peşinde koşan figürler olarak görüyor.
Merkez sağ seçmen kitlesine talip olan İyi Parti’ye gelince, yaşadığı savrulmalar,partiye duyulan umutların tamamen tükenmesine yol açtı. Hatırlarsınız,MeralAkşener,2017’de,merkez sağ parti ihtiyacı tedarikçiliğine soyunup İYİ Parti’yi kurmuştu. Ne yazık ki İyi Parti’de,hedefin çok uzağında kaldı.
Parti söylemiyleyöneticiler arasındaki kan uyuşmazlığı, kısa süre sonra parti dümeninin tekrar milliyetçi, ülkücü, muhafazakar politikalara kırılmasıyla tekrar eskiye dönüldü ve merkez sağa konumlanma hayali son buldu.Kaçınılmaz olan çözülme başlayınca,birkaç demokrat dışında (CHP’ye geçen)istifa edenlerin bir çoğu AKP’ye geçmeyi yeğledi!
O zaman ete kemiğe bürünemeyen merkez sağ ne yapmalı? Bu soruya cevap aramak ve düşünce beyan etmek,benim gibi her yurttaşın görevi olduğuna göre naçizane düşüncemisizlerle paylaşmak istiyorum.
1. Önce,büyük küçük demeden merkez sağdaki tüm partiapoletleri sökülsün ve asgari bir yıl tümTürkiye’yi arşınlansın ve eski Demokrat Parti ruhunu canlandıracak bir tüzük- program çalışması yapılsın.
2. Düzenlenecek bir birleşme kurultayı ile tek çatı altında toplanılsın. Bu iki madde çok kapsamlı,yoğun ve meşakkatli bir çalışma gerektirdiği gibi nihayete erdirmenin zorluğunu takdirinize bırakıyorum.
Siyaset kültürümüz göz önüne alındığında,hayli zor ve engebeli bir yololduğunundafarkındayım. Lakin merkez sağın tek çıkış yolu, bu ideoloji ile uyumlu yeni kadrolarla, bir bütün olarak halkın karşısına çıkmaktır.
Y a olmazsa!
Olacakları şimdiden söyleyeyim.
Azınlıkta olduğuna inandığım demokrat sağ seçmenin tamamı CHP’ye yönelir ve CHP’yi ciddi iktidar alternatifi yapar ve bir sosyal demokrat olarak beni pek üzmez.
Kalanlar ise,milliyetçilik ve muhafazakarlık rüzgarlarıyla savrulur ve cumhuriyet değerlerine yabancılaşırlar ve bu da beni üzer.
Lakin,mevcut gelişmeler CHP ve AKP lehine olsa dademokratmerkez sağ bir partinin siyasi hayatımıza girmesi beni çok sevindirir.
Çünkü, çoğulcu parlamenter demokratik düzendesağ ve sol merkez partilerin varlığı elzemdir.
Hasan TEMEL