Şu an gündem farklı, farkındayım. İtirazlar,henüz karar altına alınmadığı için,seçim sonrasına dönük değerlendirmelerde bulunmak soyut kalır.                                            İyisi mi, seçim gecesine kadar geçen sürede yaşanan gelişmelere ve sonrasında vukuu bulan teşekkür tartışmalarına değinmekte fayda var.   Anayasa ve yasaların öngördüğü şekilde kurulan siyasi partiler, seçime katılma şartlarını yerine getirmeleri halinde katılma hakkını elde ederler. Partiler, yasalara aykırı faaliyetlerle bulunmaları halinde yargıya taşınır ve gereği yerine getirilir.   Kuruluş izni alan her parti yasaldır.                                    Dilediklerinde tek başına seçime girmek, ittifaklarda yer almak, ittifak dışı kalıp seçmenlerini yönlendirmek ya da seçime katılmamak en doğal haklarıdır.    Yeter ki attıkları adımlar yasalara uygun olsun.   HDP’de yasal hakkını kullandı ve yerel seçimlere kısmi olarak katıldı.  Güçlü ve seçim kazanma ihtimalinin fazla olduğu yerlerde aday çıkardı.       Batı da ise ağırlıklı olarak, güçlü ve demokrasiden yana konuşlanan partilere destek verme kararı aldı.   Vay sen misin bu kararı alan.                           Batı bölgelerinde yaşayan Kürt seçmen tercihleri muhalefetten yana olunca kıyamet koptu.                 Ne gariptir ki, ortalığı velveleye veren AKP, doğuda yaşayan Kürt seçmenlerin oylarıyla heybesini doldurdu.      Aslında AKP’nin bu sözde öfkesini anlamak hiç de zor değil.     Neden sözde diyorum…              Çünkü siyasi iklimin yumuşaması, AKP’nin sonu olur da ondan.     Cumhurbaşkanı Erdoğan da pragmatist bir lider.               Yumuşak siyasi iklim, pragmatist bir lider için yaşam alanı olamaz.   HDP’ye yöneltilen suçlamalara gelince; Teröre destek vermek ve terör örgütü PKK ile organik bir bağ içinde olmakla suçlanıyor.                           O zaman, iktidar erkini elinde bulunduran siyasi güç,bu sonuca varmışsa, üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.                         Ama getirmiyor…                                           Çünkü bindiği dalı kesmek istemiyor. Yoksulluk, hayat pahalılığı,işsizlik gibi temel meselelere çare olamadığı için“Beka, HDP-Terör işbirliği gibi seçim malzemelerine ihtiyaç duyuyor.   Hadi AKP’yi anladık.                                   İç siyaset için aranıp da bulunamayan ve kullanılmaya çok müsait önemli bir malzeme.                    Ya bazı CHP’li ve Sosyalist dostlara ne demeli?             Daha seçim sonuçlarının mürekkebi kurumadan, CHP’nin HDP’ye  bir teşekkür borcu olduğunu gündeme taşıdılar.                Yapmayın etmeyin, siyaset dili diye bir şey var.                       İttifak yapmadığı bir partiye teşekkür etmek, rakibine altın tepside malzeme sunmak demektir.    HDP, ittifakta yer almadığı gibi CHP’ye destek vereceğini beyan eden bir açıklamada bulunmadı.  Zaten HDP yetkilileri, teşekkür tartışmalarına en güzel cevabı, kamuoyu ile paylaştılar.   Mesele teşekkür meselesi değil.                          Mesele,demokrasi ve toplumun çağdaş uygarlığa doğru yüzünü dönme meselesidir.                                Mesele, sırt sıvazlama meselesi değil, kalıcı demokratik bir düzeni inşa etme meselesidir. Hasan TEMEL