Günler geçtikçe, darbe girişimi ile ilgili gelişmeler baş döndürücü bir hal alıyor. İyisi mi, yorum yapmaktan ziyade yakınen takip etmek daha iyi olacak.
Çünkü bildiğimiz, gördüğümüz Buzul Dağı’nın görünen yüzü bile değil. Derinliğine araştırma imkanım da olmadığına göre, her zamanki gibi haddimi aşmadan, farklı konulara değinmeye çalışacağım.
Bölük pörçük, yaralı demokrasimize karşı yapılan darbe girişiminden birkaç gün önce, bir Televizyon kanalında, TBB Başkanı, Sn. Metin Feyzioğlu,nu, ülke siyasetine ilişkin düşüncelerini paylaşırken yakaladım..!
Kendi penceresinden bakıldığında haklı, keyif verici önemli açıklamalar yapıyordu. Herkesi memnun etmek gibi bir derdi hiç olmazken, ülke ve Dünya siyasetine ilişkin düşüncelerini, çok yalın bir dille paylaşma gayreti içindeydi.
Sn Metin Feyzioğlu’nu aktif siyaset için yer alma arzusu içinde gördüm. Program derinliği arttıkça, siyaset içinde yer alma fikrinin, sürekli beynini kurcaladığını ve siyaset virüsünün kendisine çoktan bulaşmış olduğunu gözlemledim.
Laik, Demokratik Sosyal Hukuk Devletine bağlılığı ve hukukçu kimliği zaten var. Siyasi kimliğini, sağa sola mavi boncuk dağıtmadan ortaya koyma özgüvenine de sahip. Kendisini, bu iki özelliğini harmanlama yoluyla,aktif siyasette yer alma kararlılığı içinde gördüm.
Sn. Feyzioğlu, halk nezdinde saygın bir şahsiyet. Lakin, siyasete ilişkin değerlendirmeleri, beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Mesele kişiliği değil tabi. Mesele, Sosyal Demokrasi ve Liberal Sol kavramlarının, Feyzioğlu’ nun dünyasından uzak oluşu.
CHP’nin sol bir parti olduğunu, varlığını korumasını önemsediğini, CHP dışında, bir merkez parti (milliyetçi-Halkçı-Laik) ihtiyacı olduğunu, gelecekte, ülke siyasetinde yer almak istediğini ve CHP üyesi olduğunu kamuoyu ile paylaşacaksın…
Sonra da, asgari bir yıl sonra yapılacak olan TBB seçimlerinde yeniden aday olacağını, aldığı bu kararla önümüzdeki 3-5 yıl, aktif siyasetin içinde yer almayacağını, ülkenin yangın yerine döndüğünü, yangının söndürülmesi için fazla zamanın kalmadığını söyleyeceksin.
Olmadı Sn. Feyzioğlu. Yangın söndürme görevini başkalarına pas etmeniz size yakışmadı. Minderde kaçak güreştiğinizi, halkın görmediğini mi sanıyorsunuz..?
Devam ediyor. CHP dışında merkez bir partide görev alabileceği gibi, CHP içinde, merkez parti örgütlenmesine uygun bir hareketin öncüsü olabileceğine vurgu yapıyor. İnsana pes dedirtecek açıklamalar ve CHP’ ye de büyük haksızlık.
Hiç kimse, CHP’nin sahipsiz olduğu gafletine kapılmasın. CHP’nin ihtiyacı, Batı’da ki, Çağdaş Sol Parti yapılanmalarına evrilmesinden ibaret. İhtiyaç duyulduğunda kendisini ateşe atma cesaretini gösteremeyenler, yakaladıkları itibarı bir çırpıda tüketmemek için makamlarında kalsınlar.
Düşüncem o dur ki,Sn. Feyzioğlu, hukukçu kimliği ile ülkemizin ihtiyaç duyduğu önemli bir şahsiyet. Lakin asla, sol siyaset ekseninde, yaşanan boşluğu dolduracak, bir lider görüntüsü içinde değil. Bu vesileyle, ülke adına, hukukçu kimliği ile kalması, daha hayırlı olacaktır. Saygılarımla.
Hasan TEMEL