merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

MUTLU İNSANLAR, MUTLU KENTLER!

Büyük kentlerde yaşam zor olmakla birlikte bize sunduğu olanakları da inkar edecek değiliz.Huzurlu,gelecek kaygısı taşımadan, kentte yaşamanın birtakım  fırsatlarını yakalamış olsak da yeterli olduğunu söyleyemeyiz.  İmkan ve fırsat alanında yaşanan yetersizlik, mutsuz insanların çığ gibi çoğalmasına ve akabinde toplumsal huzursuzluğun aleni bir şekilde gün yüzüne çıkmasına sebebiyet vermektedir.  Mesela,kent yaşamı, birtakım olanakları bizlere sunmakla birlikte, sosyal donatı alanlarının çok yetersizliği, toplumsal ilişkilerin zayıflamasına ve beraberinde, toplumsal yabancılaşmayı getirmektedir.  Klasik olacak ama sıkça kullanırız.Yıllarca aynı apartmanda oturup da birbirini tanımayan ailelerin sayısı büyük kentlerde azımsanmayacak ölçüde fazla olduğunu biliyoruz.  Bu tür sosyal sorunların ekonomik sorunlarla birlikte derinlik kazanması ve sosyal donatı alanlarının yetersiz kalışı, çözüm noktasında iktidarların çaresizliğini göstermektedir.  Sosyal donatı alanlarının, genel anlamda insanların hoşça vakit geçirebilecekleri,ağırlıklı olarak yeşil alanlar,park ve bahçelerden oluşan şehrin akciğerleri olduğunu söyleyebiliriz.  Dikkat çekici olan, özellikle metropol diye adlandırdığımız İstanbul gibi büyük kentlerde yeşil alanların yetersizliği.  Üstüne üstlük mekan açısından, AKP iktidarınca uygulamaya sokulması düşünülen ve İstanbul’un kuzey ormanlarını yok edecek olan projelerin düşünülmesi bile insanın kanını dondurmasına yeter.  Çağdaş,modern şehirlerin oluşturulmasının yegane yolu doğru planlamadır.Ben yaptım oldu mantığı içinde hareket eden ve İstanbul’un geleceğini karartmaktan beis duymayan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Kentleri yaşanmaz kılan çarpık yapılaşmadır.Mevcut alanların kullanılamaz veya yetersi kalışı neticesinde yaşanmaz bir kent haline  dönüşmesinin can yakıcı bir hal aldığını görüyoruz.  Yapılan bilimsel araştırmalara baktığımızda kişi başına düşen yeşil alan hacmi,diğer ülkelere göre ülkemizde traji-komik sonuçlar vermektedir. Ayrıca sürekli göç alan metropollerde, planlama eksikliğinin yeşil alan üretme noktasında büyük sorunlar yarattığı görülmektedir.  Şehir parklarının,yeşil alanların ve meydanların, kent yaşamındaki önemi büyük olup sorunların giderilmesinin yegane yolu, doğru planlama yaparak, çarpık kentleşmenin giderilmesi olmalıdır.  AKP iktidarının yerelde ve genelde bu alanda yeterli hassasiyet gösterdiğini söyleyebilmek zor.Özellikle kentsel dönüşüm sevdası sonucu oluşan kentsel rantlar,sermaye guruplarının iştahını kabartmaktadır.  Diğer yandan yerinden yurdundan edilen hak sahiplerinin feryatları iktidar tarafından dikkate alınmamakta ortaya konan çalışmalar sürgüne dönüşmektedir.  Sosyal belediyecilik anlayışının güzel örnekleri de yok değil.Bir kişinin dahi burnu kanamadan,canı yanmadan kentsel dönüşüme tabi tutulan bölgelerin olduğunu biliyoruz.  Bunun en güzel örneği,beklide ilk olanı, 1989-1994 dönemi SHP  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn.Murat Karayalçın’ın Batıkent,Dikmen vadisi ve Portakal çiçeği projelerinde izlediği yöntemdir.  Bugün itibarı ile AKP iktidarında bu beklentiler içine girilmesi safdillik olur.Yapılması gereken sosyal belediyeciliği hayata geçirecek bir anlayışın 30 mart’ta iktidara taşınmasıdır.  Yaşadıkları yerde hayatlarından mutlu olmayan insanlar, kendi mutlu kentlerini inşa etmelidirler.Bu yolda önümüzdeki yerel seçimlerin de önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.Saygılarımla.  Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 10 Mart 2014 - Pazartesi

MUTLU İNSANLAR, MUTLU KENTLER!

Büyük kentlerde yaşam zor olmakla birlikte bize sunduğu olanakları da inkar edecek değiliz.Huzurlu,gelecek kaygısı taşımadan, kentte yaşamanın birtakım  fırsatlarını yakalamış olsak da yeterli olduğunu söyleyemeyiz. 

İmkan ve fırsat alanında yaşanan yetersizlik, mutsuz insanların çığ gibi çoğalmasına ve akabinde toplumsal huzursuzluğun aleni bir şekilde gün yüzüne çıkmasına sebebiyet vermektedir. 

Mesela,kent yaşamı, birtakım olanakları bizlere sunmakla birlikte, sosyal donatı alanlarının çok yetersizliği, toplumsal ilişkilerin zayıflamasına ve beraberinde, toplumsal yabancılaşmayı getirmektedir. 

Klasik olacak ama sıkça kullanırız.Yıllarca aynı apartmanda oturup da birbirini tanımayan ailelerin sayısı büyük kentlerde azımsanmayacak ölçüde fazla olduğunu biliyoruz. 

Bu tür sosyal sorunların ekonomik sorunlarla birlikte derinlik kazanması ve sosyal donatı alanlarının yetersiz kalışı, çözüm noktasında iktidarların çaresizliğini göstermektedir. 

Sosyal donatı alanlarının, genel anlamda insanların hoşça vakit geçirebilecekleri,ağırlıklı olarak yeşil alanlar,park ve bahçelerden oluşan şehrin akciğerleri olduğunu söyleyebiliriz. 

Dikkat çekici olan, özellikle metropol diye adlandırdığımız İstanbul gibi büyük kentlerde yeşil alanların yetersizliği. 

Üstüne üstlük mekan açısından, AKP iktidarınca uygulamaya sokulması düşünülen ve İstanbul’un kuzey ormanlarını yok edecek olan projelerin düşünülmesi bile insanın kanını dondurmasına yeter. 

Çağdaş,modern şehirlerin oluşturulmasının yegane yolu doğru planlamadır.Ben yaptım oldu mantığı içinde hareket eden ve İstanbul’un geleceğini karartmaktan beis duymayan bir iktidar ile karşı karşıyayız.

Kentleri yaşanmaz kılan çarpık yapılaşmadır.Mevcut alanların kullanılamaz veya yetersi kalışı neticesinde yaşanmaz bir kent haline  dönüşmesinin can yakıcı bir hal aldığını görüyoruz. 

Yapılan bilimsel araştırmalara baktığımızda kişi başına düşen yeşil alan hacmi,diğer ülkelere göre ülkemizde traji-komik sonuçlar vermektedir.

Ayrıca sürekli göç alan metropollerde, planlama eksikliğinin yeşil alan üretme noktasında büyük sorunlar yarattığı görülmektedir. 

Şehir parklarının,yeşil alanların ve meydanların, kent yaşamındaki önemi büyük olup sorunların giderilmesinin yegane yolu, doğru planlama yaparak, çarpık kentleşmenin giderilmesi olmalıdır. 

AKP iktidarının yerelde ve genelde bu alanda yeterli hassasiyet gösterdiğini söyleyebilmek zor.Özellikle kentsel dönüşüm sevdası sonucu oluşan kentsel rantlar,sermaye guruplarının iştahını kabartmaktadır. 

Diğer yandan yerinden yurdundan edilen hak sahiplerinin feryatları iktidar tarafından dikkate alınmamakta ortaya konan çalışmalar sürgüne dönüşmektedir. 

Sosyal belediyecilik anlayışının güzel örnekleri de yok değil.Bir kişinin dahi burnu kanamadan,canı yanmadan kentsel dönüşüme tabi tutulan bölgelerin olduğunu biliyoruz. 

Bunun en güzel örneği,beklide ilk olanı, 1989-1994 dönemi SHP  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn.Murat Karayalçın’ın Batıkent,Dikmen vadisi ve Portakal çiçeği projelerinde izlediği yöntemdir. 

Bugün itibarı ile AKP iktidarında bu beklentiler içine girilmesi safdillik olur.Yapılması gereken sosyal belediyeciliği hayata geçirecek bir anlayışın 30 mart’ta iktidara taşınmasıdır. 

Yaşadıkları yerde hayatlarından mutlu olmayan insanlar, kendi mutlu kentlerini inşa etmelidirler.Bu yolda önümüzdeki yerel seçimlerin de önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.Saygılarımla. 

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş