Halkın %70’i sağcı %30’u solcu!
Doğru mu?
Benim de içinde olduğum hakim görüş, doğru olduğu yönünde.
Lakin enseyi karartmaya gerek yok!
Bu somut gerçekliğe sığınmayı asla doğru bulmam!
Koşulların ağırlığı da kimseyi korkutmasın.
Emekten yana güçler her daim bir çözüm yolu bulur.
Yeter ki inanç eksikliği yaşanmasın.
İktidar cephesinde de her şey “süt liman!”
Ne demişti Erdoğan?
“Ver yetkiyi gör etkiyi”
Vermez olaydık, gördük etkiyi!
Dolar 27, Motorin 40 TL oldu.
“Faiz sebep enflasyon netice” politikası yerlerde!
“NAS” ise sizlere ömür!
Şimdi de yüksek faiz aşkı alev aldı!
Ne diyor Hz. Ali?
“Söz ağızdan çıkana kadar senin,
çıktıktan sonra sen onun esiri olursun.”
Erdoğan için geçerli değil sanki!
Çelişkilerle dolu açıklamalarına hala alıcı bulan bir Erdoğan var.
Yatırım yok, üretim yok.
Faiz artışından medet uman bir iktidar var.
Ve bu iktidarın seçmen kitlesi!
Anlamak mümkün değil.
“Her söylenenin doğruluğuna inandırılmış bir kitle!
Onlar için Erdoğan bir humma.
ezikliğin getirdiği intikam hissi ile besleniyor,
cahilim ama güç bende kompleksine kapılmış,
ve
kendinden yüksek gördüğü bir güruha,
had bildirmenin kronikleşmiş halini ” yaşıyor!
Ana muhalefete gelince…
Kılıçdaroğlu’da Erdoğan ile benzeşme çabasında.
Oysa ihtiyaç belli!
Demokrasi ve bilinç düzeyinde artış.
Ve,
refah düzeyi yüksek,
gelecek kaygısı taşımayan bir toplumsal yapı.
Ki bu yapı, toplumsal düzenin ana taşıyıcı koludur.
Ya Kılıçdaroğlu ne yapıyor?
Hiç aday olmamış!.
Yine aday olmayı düşünmüyormuş!
Şayet örgüt aday gösterirse aday olabilirmiş!
Pes doğrusu…
CHP seçmen kitlesinin aklıyla alay edercesine,
Erdoğan gibi rasyonellikten uzak,
biat eden bir seçmen profili oluşturmanın kavgasını veriyor!
Kaygılanmamak elde değil.
Gelinen nokta Türkiye siyaseti adına dehşet verici.
Çünkü,
söz konusu olan,
“ne olursa oy vermezsin” sorusuna cevabı olmayan bir seçmen kitlesinin,
siyasete olan tahakümu.
Hasan TEMEL