2018’de, CHP sıralarından seçimlere giren Cihangir İslam, İstanbul’dan milletvekili seçildikten sonra, asıl yuvası Saadet Partisi’ne geri dönmüştü. Fikri uyuşmazlıklar nedeniyle Saadet Partisi’nden de istifa eden İslam, takribi bir yıldır bağımsız olarak milletvekilliği görevini ifa ediyordu.    Bağımsız siyaset yapmanın zorluğunu görmüş olacak ki, seçildiği CHP’ye tekrar geri dönünce, kızılca kıyamet koptu!  CHP içindeki malum siyasi damar, fırsat bu fırsat diyerek, ortalığı yangın yerine çevirdi.         Vay efendim,  dinci, laiklik düşmanı bu zat-ı muhterem, partiye nasıl kabul edilirmiş!                        Kulağa hoş gelse de bu tür içi boş, dayanaksız mazeretler üzerinden siyaset üretmeye çalışmak, kanaatimce parti tüzel kişiliğine zarar veriyor.          Beklerdim ki,eğitim, yeterlilik, liyakat gibi, bir milletvekilinde olması gereken vasıflar eleştirilerin odak noktası olsaydı!         .  Ama ne mümkün…                     Sarf ettiğiniz ağır sözler, ne ülke ne de parti gerçekleri ile örtüşmediği gibi, eleştirinin özünde küçümseme, karalama ve aşağılama var. Şunu iyi bilin ki CHP kültürüne yakışmayan bu tarzınız, AKP’ye malzeme tedarikçiliğinden öteye geçmiyor.                                 Kim bu Cihangir İslam..?           Merve Kavakçı’nın eski eşi olmasının dışında fazla bilgi sahibi olmadığım için, sosyal medya da değer verdiğim dostların yorumlarına göz atma gereği duydum.    Her şeyden önce bir Bilim İnsanı…                                          TÜSES VAKFI toplantılarının müdavimi…                         Bir insan hakları aktivisti…                   Ve,Adalet Yürüyüşünde Kılıçdaroğlu’na eşlik eden demokrat bir vekil…                                        Geçmiş de, Atatürk’le ilgili haddini aşan sözler sarf eden bu zat-ı muhterem’, sütten çıkmış ak kaşık’ değil tabi.     Lakin zaman insanı değiştiriyor be dostlar...                        Değişim, Cihangir İslam’ı çoğulcu demokratik düzene dönüş için, CHP saflarına yöneltmiş ise ki yöneltmiş, neden rahatsız oluyorsunuzki?   Malum, dinciler, kendileri gibi düşünmeyenleri hem dinsiz olmakla suçlarlar hem de toplumların ortaklaşa sahip oldukları ibadethaneleri, kendi arka bahçeleri olarak görürler.                                     Bizim gibi yani!                   Fikri farklılıkları reddeden, farklı yaklaşım ve çözüm önerilerinde bulunanları da ‘şucu bucu’diye çirkin ifadelerle suçlamayı siyaset olarak gören bir damarımız var!      Yine aynı cenahtan gelen ve dikta heveslilerinin tekerine çomak sokan bu günün demokrat yazar Levent Gültekin’e tanınan tölerans, neden Cihangir İslam’ a tanınmaz!                   Dindar olmasının sizleri rahatsız ettiğini düşünmemekle birlikte bu tavrınız, inanın halkı çok ama rahatsız ediyor.        CHP bir kitle partisi…   Geçmişi yüzünden birini yargılamak, ahlaki olmadığı gibi demokrasiden yana eğilim gösterenlere de kucak açmak, asla solculuğunuza halel getirmez.    Sanki içimdeki ses,Cihangir İslam’a gösterilen tepkiler, yeni ufuklara yelken açanların  bahanesi olduğunu söylüyor!                        Millet ittifakının yerel seçimde ki başarısı, CHP’nin genel seçime kadar geçerli olması muhtemel yol haritasına ışık tutacak gibi.                                  Anti-demokratik düzeni sandıkta yıkıp, parlamenter demokratik sisteme dönüş yolculuğundan asla taviz verilmeyeceği çok açık.       Çünkü bu ucube sistem, halka huzur vermiyor.                          Kılıçdaroğlu, sandıkta AKP’yi geçerek ya tarih yazacak, ya da yaşattığı bilmem kaç seçim yenilgisi üzerine bir yenisini daha ekleyerek siyaset sahnesinden silinecek.                         Bu nedenle, partisinin demokrasi barikatını, en sağda ki demokratı da bağrına basacak şekilde konuşlandıran Kılıçdaroğlu, “Rus Ruleti” ni andıran kararlılığı ile nasıl bir netice alacağını hep birlikte göreceğiz.       Hasan TEMEL