merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

Saraçhane’den AK Parti Genel Merkezi’ne!

İşçi sınıfının hafıza mekanı olan Taksim meydanında 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlamak, Anayasal bir haktır ve bu hakkın kişi ya da kurumlarca gasp edilmesi Anayasal suç teşkil eder. Ne yazık ki,3Y (yolsuzluk-yoksulluk-yasaklar) ile mücadele vaadiyle iktidara gelen AK Parti,yirmi iki yılın sonunda olağanüstü hal uygulamaları bataklığına saplandı! Kibrinden, üretemediğini, yönetemediğini ve halkla gönül bağının kopma noktasına geldiğini ya göremedi ya da görmek istemedi. Ta ki, 31 Mayıs yerel seçim hezimetine kadar. Şimdi ise, eşitsizlik üzerinden yürüyen mevcut ucube sistemi sahiplenme ve demokratik sürece kapı aralama görüntüsü vererek kan kaybına son verme ikilemi içinde debeleniyor! Bu zor süreci, söylem değişikliğini sığınak görüp, siyasi iklimi yumuşatma ve geçmişte izine hiç rastlanmayan ortak toplumsal mutabakat arayışıyla atlatmaya çalışıyor. Kabul edelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne yaptığını ve yapması gerektiğini çok iyi bilen siyasi bir taktisyen. Türkiye siyasetinin yeni dizaynında yine aktif rol üstlenmek istiyor. İlk adımı da,yeni Anayasaya temel olacak ortak toplumsal mutabakat metni için parti ziyaretleri ve Özgür Özel’in görüşme talebine müspet yaklaşımı oldu. Lakin Erdoğan, iktidar olmanın nimetlerinden faydalanma karşılığında parti ilkelerini hiçe sayan Bahçeli’yi üzmenin, “Dimyat’a giderken evdeki bulgurdan olma”demek olduğunu da biliyordu. Bu nedenle, Özel ile görüşme öncesi, Bahçeli ile gelişmeleri mütalaa etmek, AK Parti için hayati öneme sahip olduğunun farkındaydı. Zaten mütalaa sonrası yaşanan sessizlik, daha çok yeni Anayasa, Gezi Davası ve mevcut sistem bağlamın da atılmak istenen adımlara, karşı bir duruşun ifadesi olarak okundu.   Bizim sosyalistler ise ulusalcılarla birlikte, 2 Mayıs randevusunun iptaline dönük talimatın vücut bulmuş haliyle akıl hocalığına devam ettiler. Neymiş? Özel,1 Mayıs sürecini iyi yönetememiş... Kararlı tutumunu güvenlik barikatını yıkarak sürdürmeliymiş… Emekçileri yarı yolda bırakmış… Müzakere değil mücadele yolunu tercih etmeliymiş! vs. vs. vs. Kısaca, dönüp altmış senedir ben ne yaptım diye kendine sormayan ve her zamanki gibi yine CHP üzerinden günah çıkarma kolaycılığına kaçan bir sol gördük! Yapmayın! CHP bir dernek yönetimine değil, Türkiye’yi yönetmeye talip bir kitle partisi olup üzerine vazife olmayan radikal eylem bataklığı önermelerinden vazgeçin! AK Parti ile diyalog ve müzakere süreci devam ettirilmelidir. Hepimizin malumu olduğu üzere, Türkiye’yi yönetme iradesi CHP’de değil AKP’nin elinde olduğu içindir ki,diyalog ve müzakere süreci asla kesintiye uğramamalıdır. Erdoğan’a meşruiyet kazandırıyor safsatasına sığınarak diyalog ve müzakereden kaçınmak yasal zeminde siyaset yapmaktan kaçmak olur ki bu halka ihanet olur. Her diyalog ve müzakere, aynı zamanda mücadele için partiye yol haritası belirlemeye ışık tutar. Çözüm odaklı müzakereler, siyasi partilere değer katar. Çünkü düşünsel düzlemde müzakere ortamı kalmadığında devreye giren algı politikaları, siyasi bilinç düzeyini körleştirir. Çok önemsiz gibi görünen fakat kalıcı etkiler bırakan bu algılar,zamanla milli iradenin vatandaş lehine tecelli etmesine mani olur. Artık sosyalist sol,CHP’nin iç dünyasına tercüman olma gayretinden vazgeçmeli.Çünkü önerdiği yöntemler Türkiye için yük olmaya başladı!! Tıpkı AKP gibi. Diyalog,müzakere ve mücadele sürmelidir.Çünkü yasal zeminde çözüm arayışının halkta karşılığı var. Bu nedenle Genel Başkan Özel’in, barikatı yıkmak CHP’nin birinci parti olmasıyla mümkün tezi, doğru ve gerçekçi olup desteğe muhtaçtır. İnancım, o desteğin, Saraçhane’den başlayıp AK Parti Genel Merkezine uzanan aydınlık Türkiye yolculuğunun da anahtarı olacaktır. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 06 Mayıs 2024 - Pazartesi

Saraçhane’den AK Parti Genel Merkezi’ne!

İşçi sınıfının hafıza mekanı olan Taksim meydanında 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlamak, Anayasal bir haktır ve bu hakkın kişi ya da kurumlarca gasp edilmesi Anayasal suç teşkil eder.
Ne yazık ki,3Y (yolsuzluk-yoksulluk-yasaklar) ile mücadele vaadiyle iktidara gelen AK Parti,yirmi iki yılın sonunda olağanüstü hal uygulamaları bataklığına saplandı!
Kibrinden, üretemediğini, yönetemediğini ve halkla gönül bağının kopma noktasına geldiğini ya göremedi ya da görmek istemedi.
Ta ki, 31 Mayıs yerel seçim hezimetine kadar.
Şimdi ise, eşitsizlik üzerinden yürüyen mevcut ucube sistemi sahiplenme ve demokratik sürece kapı aralama görüntüsü vererek kan kaybına son verme ikilemi içinde debeleniyor!
Bu zor süreci, söylem değişikliğini sığınak görüp, siyasi iklimi yumuşatma ve geçmişte izine hiç rastlanmayan ortak toplumsal mutabakat arayışıyla atlatmaya çalışıyor.
Kabul edelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne yaptığını ve yapması gerektiğini çok iyi bilen siyasi bir taktisyen.
Türkiye siyasetinin yeni dizaynında yine aktif rol üstlenmek istiyor.
İlk adımı da,yeni Anayasaya temel olacak ortak toplumsal mutabakat metni için parti ziyaretleri ve Özgür Özel’in görüşme talebine müspet yaklaşımı oldu.
Lakin Erdoğan, iktidar olmanın nimetlerinden faydalanma karşılığında parti ilkelerini hiçe sayan Bahçeli’yi üzmenin, “Dimyat’a giderken evdeki bulgurdan olma”demek olduğunu da biliyordu.
Bu nedenle, Özel ile görüşme öncesi, Bahçeli ile gelişmeleri mütalaa etmek, AK Parti için hayati öneme sahip olduğunun farkındaydı.
Zaten mütalaa sonrası yaşanan sessizlik, daha çok yeni Anayasa, Gezi Davası ve mevcut sistem bağlamın da atılmak istenen adımlara, karşı bir duruşun ifadesi olarak okundu.
 
Bizim sosyalistler ise ulusalcılarla birlikte, 2 Mayıs randevusunun iptaline dönük talimatın vücut bulmuş haliyle akıl hocalığına devam ettiler.
Neymiş?
Özel,1 Mayıs sürecini iyi yönetememiş...
Kararlı tutumunu güvenlik barikatını yıkarak sürdürmeliymiş…
Emekçileri yarı yolda bırakmış…
Müzakere değil mücadele yolunu tercih etmeliymiş!
vs. vs. vs.
Kısaca, dönüp altmış senedir ben ne yaptım diye kendine sormayan ve her zamanki gibi yine CHP üzerinden günah çıkarma kolaycılığına kaçan bir sol gördük!
Yapmayın!
CHP bir dernek yönetimine değil, Türkiye’yi yönetmeye talip bir kitle partisi olup üzerine vazife olmayan radikal eylem bataklığı önermelerinden vazgeçin!
AK Parti ile diyalog ve müzakere süreci devam ettirilmelidir.
Hepimizin malumu olduğu üzere, Türkiye’yi yönetme iradesi CHP’de değil AKP’nin elinde olduğu içindir ki,diyalog ve müzakere süreci asla kesintiye uğramamalıdır.
Erdoğan’a meşruiyet kazandırıyor safsatasına sığınarak diyalog ve müzakereden kaçınmak yasal zeminde siyaset yapmaktan kaçmak olur ki bu halka ihanet olur.
Her diyalog ve müzakere, aynı zamanda mücadele için partiye yol haritası belirlemeye ışık tutar.
Çözüm odaklı müzakereler, siyasi partilere değer katar. Çünkü düşünsel düzlemde müzakere ortamı kalmadığında devreye giren algı politikaları, siyasi bilinç düzeyini körleştirir.
Çok önemsiz gibi görünen fakat kalıcı etkiler bırakan bu algılar,zamanla milli iradenin vatandaş lehine tecelli etmesine mani olur.
Artık sosyalist sol,CHP’nin iç dünyasına tercüman olma gayretinden vazgeçmeli.Çünkü önerdiği yöntemler Türkiye için yük olmaya başladı!! Tıpkı AKP gibi.
Diyalog,müzakere ve mücadele sürmelidir.Çünkü yasal zeminde çözüm arayışının halkta karşılığı var.
Bu nedenle Genel Başkan Özel’in, barikatı yıkmak CHP’nin birinci parti olmasıyla mümkün tezi, doğru ve gerçekçi olup desteğe muhtaçtır.
İnancım, o desteğin, Saraçhane’den başlayıp AK Parti Genel Merkezine uzanan aydınlık Türkiye yolculuğunun da anahtarı olacaktır.
Hasan TEMEL
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş