merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

SAVAŞ, GERÇEKLERİ GİZLER…

Türk Eğitim Vakfı, Aziz Nesin Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi eğitim kurumları var…  Bu kurumlar, kimsesiz ve yoksul çocukları, eğitim yoluyla topluma kazandırma kavgası içindeler…  Dini vakıflarda yaşanan çocuk istismarlarının, bu kurumlarda yaşanmıyor olması, her biri adına gurur verici…  Cumhuriyet öğretisi üzerine bina edilen bu çağdaş eğitim modeli bize, “Köy Enstitüleri” ni hatırlatıyor…  “Köy Enstitüleri” ile neler kaybedildiğini, şimdi daha iyi görebiliyoruz…  Bugün ise, Cumhuriyet karşıtlığı, kız çocuklarının okula gitmesine engel olmaya çalışmaktadır…  Bu yolla, eğitimin gereksizliği fikrinin de toplum da yer etmeye başladığını görüyoruz.  * Halk olarak ne kadar öğünsek az.!  Ülkemizde, ortalama eğitim süresinin 6.5 yıl, yani ‘ortaokul terk’ olduğumuz, bilimsel verilerle sabit…  Bu, bazı çevrelerce yeterli görülürken, ülkenin geleceğini cehalette gören, örümcek kafalı, sözde aydınlar bile var.  Oysa bu ortalama, “Çağdaş uygarlık düzeyini hedefleyen bir halk için asla kabul edilebilir olamaz..,  Bu geri kalmışlığın faturası, geçmiş ve günün iktidarına kesilmesi gerekir…  12 Eylülün her alanda olduğu gibi, eğitim sisteminde de büyük tahribat yarattığını görüyoruz…  Okuyan gençliğin eğitimsiz olduğu savı, bana gerçekçi gelirken,sistem bize, ‘eğitimli eğitimsizleri’ armağan ediyor…  Çünkü, son 35 yıldır eğitim müfredatı, siyasi iktidarların oyuncağı oldu...  Yaşanan toplumsal çöküşte, “aslan payı”, tartışmasız, Adalet ve Kalkınma Partisine düşüyor.  * AKP penceresinden bakıldığında hedefte bir sapma yok.!  Bilim’den uzak, konuşan değil dinleyen, sorgulayan değil itaat eden, fikir değil “lider” peşinde koşan, apolitik bir gençlik var…  Bu gençlik, AKP’nin değirmenine su taşımaya devam ediyor, edecek de…  Çünkü halk, eğitime önem verse de, eğitimden beklentisi çok farklı…  Çocuklarının, iyi bir iş ve rahat bir yaşam kalitesine kavuşmasını istiyorlar…  Çağdaşlığı, modernliği ve bilimi ön alan bir hayatın peşinde koşmak gibi dertleri yok..!  Bu ulvi değerlerin göz ardı edilmesi düşündürücü olsa da gerçek bu...  Diğer yandan ülkenin aydınlık yüzünü temsil eden gençler çaresizlik içinde sorunlarına çözüm bekliyor…  Fakat tıpkı, demokrasi ve hukuk gibi eğitim sorunları da katlanarak büyümeye devam ediyor.  * Eğitimsizlik ya da bilim dışı eğitim, muhafazakarlaşmayı besliyor…  Lidere sadakatin, düşüncenin önünde seyrediyor olması, AKP’ yi güçlü kılan etkenlerin başında gelmektedir…  Artık, “Din-Kışla-Kapital” eksenli, özgürlükleri ve hukuk sistemini yok sayan, faşizme davetiye çıkartan bir iktidar var…  Ben bu tehlikeli gidişatın, çok uzun ömürlü olacağını düşünmüyorum…  Çünkü küresel sermaye kriz içinde…  Çözüm arayışlarının hızlanmasıyla faşizm özentisi içinde olanlar, etkisini kaybedecektir…  ‘29 Dünya Ekonomik kriziyle başlayan ve ‘39’da patlak veren 2.Dünya savaşının sonuçları bu vahşete izin vermez.  * Savaş sonrası yeni yapılanmaların çıkması doğaldır…  Bu yapılar kendilerini, devlet, parti, dernek, örgüt gibi tüzel organizmalar şeklinde gösterebilir…  Bu organizmaların ortak özelliği daima, kurulurken ve dağılma sürecine girdiklerinde radikalizme yönelmeleri olmuştur…  Somut örnek vermek gerekirse uzaklara gitmeye gerek yok…  AKP’nin milliyetçi sertlik politikaları…  Terör örgütü PKK’ nın döktüğü kan…  Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün…  Savaş, “Din-Kışla-Kapital” eksenli gerici iktidarların gerçekleri halktan gizlemek için başvurdukları bir araç…  Bunun farkına varamamanın bedeli yine mazlum halklar tarafından en ağır biçimde ödenmesine sebep olmaktadır. Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 29 Nisan 2016 - Cuma

SAVAŞ, GERÇEKLERİ GİZLER…

Türk Eğitim Vakfı, Aziz Nesin Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi eğitim kurumları var… 

Bu kurumlar, kimsesiz ve yoksul çocukları, eğitim yoluyla topluma kazandırma kavgası içindeler… 

Dini vakıflarda yaşanan çocuk istismarlarının, bu kurumlarda yaşanmıyor olması, her biri adına gurur verici…

 Cumhuriyet öğretisi üzerine bina edilen bu çağdaş eğitim modeli bize, “Köy Enstitüleri” ni hatırlatıyor… 

“Köy Enstitüleri” ile neler kaybedildiğini, şimdi daha iyi görebiliyoruz…

 Bugün ise, Cumhuriyet karşıtlığı, kız çocuklarının okula gitmesine engel olmaya çalışmaktadır… 

Bu yolla, eğitimin gereksizliği fikrinin de toplum da yer etmeye başladığını görüyoruz. 

*

Halk olarak ne kadar öğünsek az.! 

Ülkemizde, ortalama eğitim süresinin 6.5 yıl, yani ‘ortaokul terk’ olduğumuz, bilimsel verilerle sabit… 

Bu, bazı çevrelerce yeterli görülürken, ülkenin geleceğini cehalette gören, örümcek kafalı, sözde aydınlar bile var. 

Oysa bu ortalama, “Çağdaş uygarlık düzeyini hedefleyen bir halk için asla kabul edilebilir olamaz.., 

Bu geri kalmışlığın faturası, geçmiş ve günün iktidarına kesilmesi gerekir… 

12 Eylülün her alanda olduğu gibi, eğitim sisteminde de büyük tahribat yarattığını görüyoruz… 

Okuyan gençliğin eğitimsiz olduğu savı, bana gerçekçi gelirken,sistem bize, ‘eğitimli eğitimsizleri’ armağan ediyor…

 Çünkü, son 35 yıldır eğitim müfredatı, siyasi iktidarların oyuncağı oldu... 

Yaşanan toplumsal çöküşte, “aslan payı”, tartışmasız, Adalet ve Kalkınma Partisine düşüyor. 

*

AKP penceresinden bakıldığında hedefte bir sapma yok.! 

Bilim’den uzak, konuşan değil dinleyen, sorgulayan değil itaat eden, fikir değil “lider” peşinde koşan, apolitik bir gençlik var… 

Bu gençlik, AKP’nin değirmenine su taşımaya devam ediyor, edecek de… 

Çünkü halk, eğitime önem verse de, eğitimden beklentisi çok farklı… 

Çocuklarının, iyi bir iş ve rahat bir yaşam kalitesine kavuşmasını istiyorlar… 

Çağdaşlığı, modernliği ve bilimi ön alan bir hayatın peşinde koşmak gibi dertleri yok..! 

Bu ulvi değerlerin göz ardı edilmesi düşündürücü olsa da gerçek bu... 

Diğer yandan ülkenin aydınlık yüzünü temsil eden gençler çaresizlik içinde sorunlarına çözüm bekliyor… 

Fakat tıpkı, demokrasi ve hukuk gibi eğitim sorunları da katlanarak büyümeye devam ediyor. 

*

Eğitimsizlik ya da bilim dışı eğitim, muhafazakarlaşmayı besliyor… 

Lidere sadakatin, düşüncenin önünde seyrediyor olması, AKP’ yi güçlü kılan etkenlerin başında gelmektedir… 

Artık, “Din-Kışla-Kapital” eksenli, özgürlükleri ve hukuk sistemini yok sayan, faşizme davetiye çıkartan bir iktidar var… 

Ben bu tehlikeli gidişatın, çok uzun ömürlü olacağını düşünmüyorum… 

Çünkü küresel sermaye kriz içinde… 

Çözüm arayışlarının hızlanmasıyla faşizm özentisi içinde olanlar, etkisini kaybedecektir… 

‘29 Dünya Ekonomik kriziyle başlayan ve ‘39’da patlak veren 2.Dünya savaşının sonuçları bu vahşete izin vermez. 

*

Savaş sonrası yeni yapılanmaların çıkması doğaldır… 

Bu yapılar kendilerini, devlet, parti, dernek, örgüt gibi tüzel organizmalar şeklinde gösterebilir… 

Bu organizmaların ortak özelliği daima, kurulurken ve dağılma sürecine girdiklerinde radikalizme yönelmeleri olmuştur… 

Somut örnek vermek gerekirse uzaklara gitmeye gerek yok… 

AKP’nin milliyetçi sertlik politikaları… 

Terör örgütü PKK’ nın döktüğü kan… 

Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün… 

Savaş, “Din-Kışla-Kapital” eksenli gerici iktidarların gerçekleri halktan gizlemek için başvurdukları bir araç… 

Bunun farkına varamamanın bedeli yine mazlum halklar tarafından en ağır biçimde ödenmesine sebep olmaktadır.

Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş