Yanılgı payının sıfır olduğu tartışmaya mahal bırakmayan halk anketi nihayet sona erdi! % 85’e varan katılım ile gerçekleşen yerel yönetim anket sonuçları artık elimizde!
Resmi olmayan sonuçlara göre;
Türkiye genelinde;
AKP % 45
CHP % 28
Gaziosmanpaşa yerelinde;
AKP % 51
CHP % 26 oy oranına sahip.
Ortaya çıkan tablo bizleri mutlu kılmasa da halkımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Bir önceki yazımda Gaziosmanpaşa yerelinde ikili bir yarışın olacağını ve bu yarışta Saadet Partisinin yeri olmadığını dile getirdiğimde bazı kesimlerden tepki aldım.Bu tepki, 30 mart sonrası özeleştiri vermek zorunda kalacağımı hatırlatan ölçüde ileri boyuta taşınınca bende şimdi hatırlatma gereği duydum.
Sonuçlar haklı olduğumu göstermekte.Saadet partisinin belediye meclisinde yer bulma beklentisi yüksek olsa da ikili yarışın bir ayağı olamadığı çok net.Seçmen tabanına sahip çıkamayan ve sandık başında gelgitler yaşayan bir yapının kalıcı başarılara ve gelişimlere imza atması siyasetin özüne aykırı.
Elde edilen seçim sonuçlarının doğru okunması geleceğe yön verme açısından önem kazanmakla birlikte geçmişte seçimlerin parti ve partililerce doğru analiz edilemediğini gördük.
Kazanan zafer sarhoşluğuna,kaybeden umutsuzluğa,yılgınlığa düşmesin. Parlamenter demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerden birine iktidar,diğerlerine yerel bazda muhalefet görevi tevdi edildiğini görmezden gelemeyiz.Yine de bu durumun başarı yada başarısızlığın bir kılıfı olarak görülmesi kabul edilebilir bir anlayış olamaz.
Yerelde ve genelde kişisel başarısızlıkların olmadığını söylemek örgütlere karşı saygısızlık olur.Başarısız yöneticilerin görevden uzaklaşmaları talebinde bulunmak en doğal hak olsa da taleplerin karşılık bulmadığı durumlarda çözüm kongrelerde ve kurultaylarda aranmalıdır.
CHP’de yaşanan yükselişin tatmin edici boyutlarda olmadığı fikri parti örgütlerin ortak kanaati.Çok yavaş seyreden bu yükselişin hız kazanması için örgütsel taleplerin dikkate değer bulunması parti yöneticilerinin asli görevi olup bu dönüşümün örgütsel birlik ve bütünlük içinde gerçekleşmesi parti menfaati gereğidir.
Yaşanan memnuniyetsizliğin sorumluları olarak yerel ve genel anlamda sadece parti yöneticilerine ve parti organlarına seçilenlere fatura etmek bataklığı ilaçlamaktan öteye geçmeyen kolaycı bir yaklaşım olur.Geçmişte bu tür talepler sıkça yer ve karşılık bulmasına rağmen çözüm bulunamadığına şahit olduk.
Öyleyse ne yapılmalı?
Çözüm noktasında naçizane düşüncelerimi maddeler halinde sıralamak istiyorum.
01.Şu gerçeği kabul etmemiz gerek.Kitle partilerinin her biri Türkiye partisi olmaları gerekir.Sahillerde, orta Anadolu da yada güney doğuda seçmen kümelenmeleriyle ile Türkiye partisi olunamaz.Asıl endişe verici olan iktidar partisi AKP’nin de bu yöndeki kümelenmeye katkı sunan politikaları uygulamaya sokması ve gerginliği tırmandırması.
02.Öncelikle harita üzerindeki renklerin ayrışması değil karışmasını öngören politikaların yürürlüğe sokulması gerekir.Kısaca Türkiye partisi olma yolunda gereken çabanın gösterilmesi şart.Bu çabanın da ortaya konabilmesi için parti politikalarının netleştirilmesi ve tüm toplumsal kesimlerin kabulünü öngören bir anlayış sergilenmelidir.
03.Partinin bir diğer önemli sorunu inandırıcılık alanında yaşadığı sendrom.Bu sorunu aşmanın temel yolu halka dokunmak.Bu sadece temas yoluyla değil karşılıklı birbirini anlayabilme ve düşüncelerine değer verme şeklinde olmalıdır.Aksi taktirde karşılıklı ikna ve inandırıcılığın gerçekleşmesi mümkün değil.
04.Kanayan bir yara! Kürt meselesi. Kişisel ve parti çıkarlarına peşkeş çekilen ülke menfaatlerinin hiçe sayıldığı halktan kaçırılan ve bilgi edinme özgürlüğünden mahrum edilen toplumsal sorunlar yumağı.! Toplumun önemli bir kesimince kabul görmeyen ‘yaptım oldu’ mantığı içinde sözde çözüm arayışı içinde olan bir iktidar.
05.Cumhuriyet tarihi boyunca merkez sağ iktidar ve politikacılarının dayanaksız,haksız,cumhuriyetimizin temel direği olan laiklik üzerinden kişisel ve parti menfaatlerine kurban edilmeye çalışıldığı ve CHP üzerine yaftalanmak istenen din algısı.Politik kirliliğin önemli bir öğesi olarak daima gündemde tutulmakta.
06.Sosyal demokrasinin olmazsa olmazı.Parti içi demokrasi.Yerel seçimler öncesi yapılan eğilim yoklamaları çare üretmekten öte sorun oluşmasına ve parti içi huzursuzluğun öne çıkmasına sebep oldu.Akabinde iki ucu açık, farklı değerlendirmelerin yapıldığı, örgütsel bütünlüğe zarar veren uygulamalar yaşandı.
Bu ve buna benzer diğer sorunlar da dile getirilebilir.Bu sorunlar yalnız CHP’nin değil geneli kapsayan sorunlar.Kişisel tartışmaların bir kenara bırakılarak temel sorunların çözümüne yönelmek gerekir.Bu tarihsel görevin lokomotifi olmak da Cumhuriyet Halk Partisine düşer.Saygılarımla.
Hasan TEMEL