merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

SEVİLİYORSUN BE EŞKİYA..!

Endüstriyel futbolda pasta büyüdükçe, kar iştahı da artıyor… İnsanların, sömürü çarkının işleyişine kafa yormasını istemeyen sermaye çevreleri, Pele, Beckenbauer, Maradona, Cruyff, Ronaldo, Messi gibi ilahları hayatımıza sokarak günlerini gün ediyorlar..! Kapitalist sistemde futbol, halkı uyutmanın bir aracı… Futbola kazandırdığı cazibeyle, ezilen yoksul halkları, kendi emellerine alet ederken, bunun bilincinde olan bizler de etkisi altında kalmıyor değiliz. Toplumlara yön veren ne nesiller boyu kalıcılığını yitirmeyen, anlam yüklü güzel sözler olduğunu bilirsiniz… Siyaset ile ilinti kurulabilecek bu güzel sözlerden biri de, geçtiğimiz yıl ebediyete göç eden, dünya futbolunun efsanelerinden, Hollanda’lı Johan Cruyff’a ait.   Sömürü sistemi çarkının dişlilerinden olan bu efsaneler, saha içinde ki eylemleri gibi, saha dışı söylemleriyle de efsaneleştirilerek unutulmazlar listesinde yerlerini alıyorlar. Johan Cruyff… “Futbol basit bir oyundur, zor olan, onu basit oynamaktır” der… Tabi anlayana ya da anlamak isteyenlere..! Gelip geçici olduğumuz şu dünya da, hayatımızın da bir oyun olduğunu nedense görmek istemeyiz. Sadece futbolda değil, siyasetten, ekonomiye, sanattan edebiyata, kısaca hayatın her alanında yaşamı zorlaştırmak ya da kolaylaştırmak biz insanların elinde değil mi..? Mesela, futbol gibi siyasette aslında basit bir oyun… Kişisel egolardan kendimizi arındırdığımız ölçüde oyunun çok daha kolay keyif verici bir hale geleceğini ve insan odaklı siyaset kapılarının halka ardına kadar açılacağını nedense görmek istemiyoruz. Yaşadığımız akıl tutulması, bizi, insan odaklı siyaseti hedefleyen yöneticilerden uzak tutuyor… Türkiye’nin kötü yönetiliyor oluşunda sorumluluk duymadığımız gibi, cumhuriyetin temek değerlerine saldıran ve laikliği hedef alan yöneticilere kol kanat geriyoruz. Bu destek, gelecekte onları kalıcı kılmayacak olsa da, bu dünyada cenneti peşinen yaşadıklarından şüphe duymamak gerekir… Bizlere bahşedilen bir ödülmüş gibi, polis teşkilatındaki türban düzenlemesi ile alnı secdeye değen değerler topluluğu olduklarının mesajını vermeye çalışıyorlar. Yoksul halk, memleket meselelerinden muzdarip olsa da cennetten anahtar kapma ışıltısı karşısında oyunu zorlaştıran yöneticilere kucak açmaya devam ediyor. Bunlardan biri de, Türkiye Cumhuriyeti devletinin çok önemli bir makamını işgal eden ve işgal ettiği makamla birlikte, adını telaffuz etmekten zul duyduğum İsmail Kahraman. Makyaj aktıkça çirkin yüzleri ortaya çıkmaya başladı..! Sermaye bekçiliğinin üstatlarından olan İsmail Kahraman’ın eteğinden dökülen son inci, Che Guevara’nın eşkıya olması..! Hazret, gençlerin Che Guevara tişörtleri ile dolaşmalarından rahatsızlık duyuyormuş… Allah size ömür verdiği sürece rahatsızlık duymaya da devam edeceksiniz, çünkü onun fikriyatı siz ve sizin gibilerin her daim kabusu olmaya devam edecektir. Merak ettim, gerçekten eşkıya olmasın bu yağız delikanlı şüphesiyle Geoogle’ a başvurdum..! Arjantin’li, zengin bir ailenin çocuğu… Mesleği Doktor… Eh, istese, hayatı boyunca varlık içinde bir yaşam sürebilirdi... Fakat o, ilginçtir mutlu değil… Bireysel mutluluğunun topluma yansımadığını görünce, oda çantasını sırtlar, toplumsal refah peşine düşen dostlarıyla buluşarak, kısa sürecek olan hayat serüvenine koyulur. O dönemde Güney Amerika kıtasındaki devletler, emperyalistlerin hizmetkarlığına soyunan Askeri diktatörler tarafından yönetiliyordu… Oyunu zorlaştıran, yoksul halklara göz açtırmayan siyasetçiler, oralarda da cirit attığından olacak, bu zor oyunu bozmak için, Che Guevara eşkıya olmaya karar verir..!   Hoş geldin Che Guevara, böyle eşkıya’ ya can kurban..! Başka ne yapmış? Mesela, emperyalizme hizmeti amaçlayan ırkçı, şoven ve milliyetçi politikaları kalıcı kılmak için “Kanlı Pazar”ı düzenleyen, Amerikan 6. Filosunu alkışlarla karşılayan güruhun yanında hiç olmamış..!        Ama o güruhun ağababalarına karşı, bağımsızlık bayrağı açan hakların yanında yer alarak, tarihe adını altın harflerle yazdırmış. Makam mevki peşinde koşmamış hiç, sizin koştuğunuz gibi… Hayatını özgürlük türkülerine adamış... Özgürlük türkülerinin çalınmaya başladığı anda da o ülkeyi terk etme cesaretini kendinde bulmuş... Yine sırt çantasını omuzlayarak, yeni türkülerin çalınacağı topraklara doğru yol almış... Kısacası… Ya emperyalizme uşaklık edecekti ya da emperyalizmin kabusu olacaktı…  O, ikinci, yani, onurlu  olan yolu seçti ve elli yıl sonra emperyalizmin kabusu olmaya devam ediyor. Dünyanın her köşesinde gençler, “CHE” tişörtleriyle geziyorlarsa geleceğe umutla bakmak gerekir…  Sen unutulmayacaksın, daima hatırlanacak ve sevileceksin… Bedenen artık olmasan da sana duyulan sevgiden dolayı ürkecekler ve korkacaklar… Çünkü,senin açtığın yolda, oyunu kolaylaştıran,tercihini, yoksul halklardan yana kullanan arkadaşlarının yakın zamanda dünyayı yöneteceklerine dair inancımı kaybetmiş değilim. İnsanlıkla eşkıyalığı birbiriyle karıştırıyorlar… Varsın karıştırsınlar… Bu ülke de denenmeyen tek yolu, yani oyunu basit oynamak isteyenler olduğu sürece,hep sevileceksin be Eşkıya…! Hasan TEMEL  
Ekleme Tarihi: 04 Eylül 2016 - Pazar

SEVİLİYORSUN BE EŞKİYA..!

Endüstriyel futbolda pasta büyüdükçe, kar iştahı da artıyor…

İnsanların, sömürü çarkının işleyişine kafa yormasını istemeyen sermaye çevreleri, Pele, Beckenbauer, Maradona, Cruyff, Ronaldo, Messi gibi ilahları hayatımıza sokarak günlerini gün ediyorlar..!

Kapitalist sistemde futbol, halkı uyutmanın bir aracı…

Futbola kazandırdığı cazibeyle, ezilen yoksul halkları, kendi emellerine alet ederken, bunun bilincinde olan bizler de etkisi altında kalmıyor değiliz.

Toplumlara yön veren ne nesiller boyu kalıcılığını yitirmeyen, anlam yüklü güzel sözler olduğunu bilirsiniz…

Siyaset ile ilinti kurulabilecek bu güzel sözlerden biri de, geçtiğimiz yıl ebediyete göç eden, dünya futbolunun efsanelerinden, Hollanda’lı Johan Cruyff’a ait.

 

Sömürü sistemi çarkının dişlilerinden olan bu efsaneler, saha içinde ki eylemleri gibi, saha dışı söylemleriyle de efsaneleştirilerek unutulmazlar listesinde yerlerini alıyorlar.

Johan Cruyff…

“Futbol basit bir oyundur, zor olan, onu basit oynamaktır” der…

Tabi anlayana ya da anlamak isteyenlere..!

Gelip geçici olduğumuz şu dünya da, hayatımızın da bir oyun olduğunu nedense görmek istemeyiz.

Sadece futbolda değil, siyasetten, ekonomiye, sanattan edebiyata, kısaca hayatın her alanında yaşamı zorlaştırmak ya da kolaylaştırmak biz insanların elinde değil mi..?

Mesela, futbol gibi siyasette aslında basit bir oyun…

Kişisel egolardan kendimizi arındırdığımız ölçüde oyunun çok daha kolay keyif verici bir hale geleceğini ve insan odaklı siyaset kapılarının halka ardına kadar açılacağını nedense görmek istemiyoruz.

Yaşadığımız akıl tutulması, bizi, insan odaklı siyaseti hedefleyen yöneticilerden uzak tutuyor… Türkiye’nin kötü yönetiliyor oluşunda sorumluluk duymadığımız gibi, cumhuriyetin temek değerlerine saldıran ve laikliği hedef alan yöneticilere kol kanat geriyoruz.

Bu destek, gelecekte onları kalıcı kılmayacak olsa da, bu dünyada cenneti peşinen yaşadıklarından şüphe duymamak gerekir…

Bizlere bahşedilen bir ödülmüş gibi, polis teşkilatındaki türban düzenlemesi ile alnı secdeye değen değerler topluluğu olduklarının mesajını vermeye çalışıyorlar.

Yoksul halk, memleket meselelerinden muzdarip olsa da cennetten anahtar kapma ışıltısı karşısında

oyunu zorlaştıran yöneticilere kucak açmaya devam ediyor.

Bunlardan biri de, Türkiye Cumhuriyeti devletinin çok önemli bir makamını işgal eden ve işgal ettiği makamla birlikte, adını telaffuz etmekten zul duyduğum İsmail Kahraman.

Makyaj aktıkça çirkin yüzleri ortaya çıkmaya başladı..! Sermaye bekçiliğinin üstatlarından olan İsmail Kahraman’ın eteğinden dökülen son inci, Che Guevara’nın eşkıya olması..!

Hazret, gençlerin Che Guevara tişörtleri ile dolaşmalarından rahatsızlık duyuyormuş…

Allah size ömür verdiği sürece rahatsızlık duymaya da devam edeceksiniz, çünkü onun fikriyatı siz ve sizin gibilerin her daim kabusu olmaya devam edecektir.

Merak ettim, gerçekten eşkıya olmasın bu yağız delikanlı şüphesiyle Geoogle’ a başvurdum..!

Arjantin’li, zengin bir ailenin çocuğu…

Mesleği Doktor…

Eh, istese, hayatı boyunca varlık içinde bir yaşam sürebilirdi...

Fakat o, ilginçtir mutlu değil…

Bireysel mutluluğunun topluma yansımadığını görünce, oda çantasını sırtlar, toplumsal refah peşine düşen dostlarıyla buluşarak, kısa sürecek olan hayat serüvenine koyulur.

O dönemde Güney Amerika kıtasındaki devletler, emperyalistlerin hizmetkarlığına soyunan Askeri diktatörler tarafından yönetiliyordu…

Oyunu zorlaştıran, yoksul halklara göz açtırmayan siyasetçiler, oralarda da cirit attığından olacak, bu zor oyunu bozmak için, Che Guevara eşkıya olmaya karar verir..!  

Hoş geldin Che Guevara, böyle eşkıya’ ya can kurban..!

Başka ne yapmış?

Mesela, emperyalizme hizmeti amaçlayan ırkçı, şoven ve milliyetçi politikaları kalıcı kılmak için “Kanlı Pazar”ı düzenleyen, Amerikan 6. Filosunu alkışlarla karşılayan güruhun yanında hiç olmamış..!        Ama o güruhun ağababalarına karşı, bağımsızlık bayrağı açan hakların yanında yer alarak, tarihe adını altın harflerle yazdırmış.

Makam mevki peşinde koşmamış hiç, sizin koştuğunuz gibi…

Hayatını özgürlük türkülerine adamış...

Özgürlük türkülerinin çalınmaya başladığı anda da o ülkeyi terk etme cesaretini kendinde bulmuş... Yine sırt çantasını omuzlayarak, yeni türkülerin çalınacağı topraklara doğru yol almış...

Kısacası…

Ya emperyalizme uşaklık edecekti ya da emperyalizmin kabusu olacaktı…

 O, ikinci, yani, onurlu  olan yolu seçti ve elli yıl sonra emperyalizmin kabusu olmaya devam ediyor.

Dünyanın her köşesinde gençler, “CHE” tişörtleriyle geziyorlarsa geleceğe umutla bakmak gerekir…  Sen unutulmayacaksın, daima hatırlanacak ve sevileceksin…

Bedenen artık olmasan da sana duyulan sevgiden dolayı ürkecekler ve korkacaklar…

Çünkü,senin açtığın yolda, oyunu kolaylaştıran,tercihini, yoksul halklardan yana kullanan arkadaşlarının yakın zamanda dünyayı yöneteceklerine dair inancımı kaybetmiş değilim.

İnsanlıkla eşkıyalığı birbiriyle karıştırıyorlar…

Varsın karıştırsınlar…

Bu ülke de denenmeyen tek yolu, yani oyunu basit oynamak isteyenler olduğu sürece,hep sevileceksin be Eşkıya…!

Hasan TEMEL

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş