İnsanlık tarihi acılarla dolu!   Ne ilginç ki kişi ya da topluluklar, en büyük zararı, yine o kişi ya da topluluklarla yakın temas içinde olanlardan görüyor.   İnsan fıtratının bir parçası olan kontrolsüz ego, insan yaşamı ve ilişkilerine karmaşıklık katmaklakalmadığı gibi, hayati sorunlarla yüzleşmeye sebep oluyor.   Ayrıca gelişen teknoloji, bir yandan kol gücüne duyulan ihtiyacı minimize ederken diğer yandandoğan beklenmedik yeni sorunlar, insan ve doğa hayatını da tehdit ediyor.   İnsanlığın geleceğini karamsar kılan bu tehditlerin başında savaşlar ve iklim değişiklikleri geliyor.   Geçmiş yüzyılların Din ve Pazar savaşlarının insanlık üzerindeki derin izleri hala silinebilmiş değil.   Diğer tehditse iklim değişikliği kaynaklı artan su ihtiyacından doğması muhtemel su savaşlarının bizi bekliyor olmasıdır.   Çünkü, celladına aşık toplumların, dünyanın başına ördüğü felaketlere göz atıldığında bunun hiç de uzak bir ihtimal olmadığı görülüyor.   Mesela, Hitler,Mussolini, Pinochet ve türevleri gibi emperyalist piyonların ardına takılan kitleler,hem kendilerinin hem de diğer dünya halklarının geleceklerini kararttılar.   Bu yaşanmışlıklar tecrübeyle sabit olup,bireyler gibi kurum ve kuruluşlarında kendi ülkelerin dedemokrasiye ihtiyaçları var.   İnsanlık, gelişimi ile birlikte kendi sorunlarını da beraberinde getirdiğinden olacak, hiçbir zaman yüksek ego ve bencilliği yüzünden özlenen düzey yakalayamadı!   Artık bilgi çağındayız.   Toplumlar tercihte bulunurken geçmişte yaptıkları fahiş hataları asla tekrarlamamalı ve dünyayı yaşanabilir olmaktan alıkoymamaları gerekir.   Dünya 21.yy’da, sorunlarına hala savaşlarla çözüm arayışında ise ki öyle, bunun yegane sebebi,emperyalizme ve işbirlikçilerine tanınan kredidir.   Bu haksız kredi hesabı bir daha asla açılmamak üzere kapatılmalı, demokrasi içselleştirilmeli ve “şeytana vekalet” verme dönemine son verilmelidir.   Hasan TEMEL