İlk iş hayatım bakkal çıraklığı oldu...       Nakit olarak mahalle bakkalından alış veriş yapmak, her baba yiğidin harcı değildi o yıllar…!            “Yaz deftere al haftaya…” Ya hafta sonu cumartesi ya da ay sonları kapatılırdı veresiye defterleri…              Ödemek de kolay değildi hani...   Orhan Veli’nin dediği gibi “Cep delik Cepken delik… “            Sabah akşam bakkalın önünden geçen borçlular, ne hikmetse ödeme günleri sırra kadem basar yok olurlardı…      Sanki borçlu kendisiymiş gibi utana sıkıla tahsilat mevzusunu borçluya hatırlatan mahalle bakkalı Sami Amca’nın yüz ifadesini hala unutamam…                   O günden bu güne elli sene geçti, değişen bir şey yok…  Yoksulluk yine diz boyu..!    Orta direk diye bir sınıf kalmadı...          Bir yanda “tuzu kurular” diğer yanda bir dilim ekmeğe muhtaç bırakılan geniş kitleler...     Hülasa, yoksulluk, yoksulun kaderi oldu...               Yoksul da,“Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” istemiyor…   Öylesi bir denge ki…                CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi AKP yoksulluğa karşı mücadele vermiyor, yoksulluğu yönetiyor…           İktidar ve muhalefet sosyal yardım yarışı içindeler…                     Devletin görevi yoksullukla mücadele için projeler geliştirmek ve tatbik etmek olmalıdır.             Ne gariptir ki, daha fazla sosyal yardım siyasilerin övünç kaynağı olabiliyor…       Oysa iktidarların utanç kaynağı olmalı, yoksulluğu yenme mücadelesinde başarılı olamadıkları için.        Devlet ve yerel yönetimler, objektif koşullara göre hareket etmeli, kısa-orta ve uzun vadeli çözümler üretmelidirler. İnsan onurunu rencide etmeden, tıpkı Millet İttifakı belediyelerinin Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya ve diğerlerinde yaptığı gibi…   Özellikle Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, “Veresiye Defteri” ve “Askıda Fatura” projeleri ile hafızalardan silinmeyecek bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneği gösterdiler…                   Teşekkürü fazlasıyla hak ediyorlar.     Belediyeler bu tür hizmetleri halka sunarken, İktidara da önemli görevler düşüyor. Vazgeçin artık, halka hizmeti engelleyen, muhalif belediyelerin elini bağlama gayreti içindeki eskimiş köhne yöntemlere sığınmaktan…        Herkes gücüne göre elini taşın altına koysun..!                    Belediyeler yoksulların borçlarını ödesin, devlet de günümüzün” teknolojik veresiye defteri” olan Kredi Kartı mağdurlarına el uzatsa nasıl olur acaba..?    Hasan TEMEL