Sertleşen siyaset iklimi, yaz aylarının sıcak geçeceğini gösteriyor. Strateji kurgulama hamleleri, seçime katılacak olan partilerin ortak hedefi haline geldi.
Malum, her yiğidin yoğurt yiyişi farklı olduğuna göre,demokrasi ile bağdaşan kurgu farklılıkları da doğal karşılanmalıdır. Çünkü her biri, partiler için birer demokrasi sınavı olup, partilerine ve liderlerine ayna tutar.
Demokrasi yoksa tuhaf gelişmeler sizi bekler. Asker ve Yargı, asla siyaset ile yolu kesişmemesi gereken iki hayati devlet kurumudur. Lakin, yargıya olan güven azaldıkça, yargının, siyaset ve siyasetçiyi vesayeti altına aldığı iddiaları güç kazanır.
İktidar ise, siyasi çıkar devşirmek için sessiz kalarak, hukuksuzluğu fırsata çevirmenin kurnazlığı gafletine düşer.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun, 4 yıl, 11 ay, 20 günlük hapis cezası Yargıtay tarafından onandı.Siyasi çevreler, kararın siyasi olduğunu ve yeni kararlarında, yolda olduğunun müjdesini veriyorlar!
Nedir bu müjdeler!
Kuvvetle muhtemel ki,İBB Başkanı İmanoğlu ve HDP üzerinden yeni oyunların kurgulanabileceği beklentisi içindeler.
İktidar, siyasi tarihin, bu gibi kararların, ters tepen örnekleriyle dolu olduğunu bilse de yaşadığı tükenmişlik sendromundan kendini kurtaramaz.
Sadece Kaftancıoğlu değil…
Demirtaş, Kavala, Gezi,Ergenekon ve Balyoz davaları da,kamu vicdanını yaralayan hukuk dışı kararların ana başlıklarıdır.
Hakikaten durum vahim.
Ayyuka çıkan bu hukuk dışı kararlar,Cemil Çiçek,Mehmet Metiner,Şamil Tayyar, Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik gibi AKP’li siyasi aktörlere bile , vicdan muhasebesi yaptırdı!
Tepkileri, sanmayın ki verilen cezalara. Gayeleri, AKP üzerinde oluşan tahribatı minimum seviye de tutmak ve yarış içinde kalmaktır.
Eleştiriyorlar ama, parti içindeki konumlarını asla terk etmedikleri gibi,hukukçu kimliği ile Cemil Çiçek “demokratik tövbe”den dem vurabiliyor.
Bakanlık yapmış bir hukuk adamının, demokrasiler de vicdan yapmakla, ya da tövbe ile işlenen suçların affedilemeyeceğini ve affın halka hesap vermekten geçtiğini bilmez mi?
Bilir tabi.
Sözüm ona, iktidar eleştirisi barındıran bu tür çıkışlarla AKP’ye demokrat bir kimlik kazandırmak isteseler de inandırıcı oldukları pek söylenemez. Bu uyarıların genel seçim öncesi bir yol temizliği çalışması olup olmadığını zaten yakında göreceğiz.
Hasan TEMEL