İstanbul da arka arkaya gelen deprem kendini bize bir kere daha hatırlattı.
1999 depreminden bugüne 20 yıl geçti, resmi binalar, okullar, köprüler, viyadükler, adliye binaları, belediye binaları (İBB Saraçhane binası dahil) yenilendi, yada güçlendirildi, ancak daha çok nüfus olarak zaman geçirilen, konutlar ve iş yerleri yeterince güçlendirme veya Kentsel Dönüşüm ile dayanıklı hale getirilemedi.
Bunun büyük bir finans zorluğu olduğunu biliyoruz, ancak çözüm için, 6306 sayılı yasanın sağladığı, 18 ay hibe kira yardımı veya daire başı 150.000 TL’ye kadar, 10 yıl vadeli kredi ve kredi faizinin %40’ını devlet karşılamak kaydıyla yıkılıp yeniden yapılması söz konusudur.
Ancak görülüyor ki, bu da cazip olmayıp, başka imkanlar tanınmalıdır. Ya imar artışı düşünülmeli, yada İstanbul’un 1/25000’lik Master Kentsel Yenileme Planını yapıp, rantlı yerlerdeki artışı, düşük rantlı yerlere aktarma ve binaları yenileme yoluna gitmek çözüm olacaktır.
Kısaca, vatandaşın gücü yetmiyorsa, devlet bu yolu uygulamayı düşünmelidir. Hayatın gerçeği, ferdi olarak güç yetmediği aşikar olup, bilhassa İstanbul’a özel önem gösterilmedir. Çünkü İstanbul, Türkiye’nin ekonomik kalbidir.
1999 depreminden bugüne, Tuzla’dan, Avcılar’a kadar 1200’ün üstünde bina muayene ettim, binalar maalesef büyük bir depreme direnç gösteremez. Gördüğüm kadar, binaları depremden önce, korozyon (rutubetin demirleri paslandırması) vuracak, binalara yeterli bakım ve onarımı göstermemişiz. Belki dairelerimizi boyayıp, süslemişiz ama bodrum katlar bakımsız, rutubet ve korozyona maruz kalmış. Oysa en bakımlı, kuru ve havadar olması gereken kritik katlar onlardır.
Yakın zamanda yaşadığımız Silivri depreminden sonra Bakanlık, lisanslı olduğumuzdan dolayı, arayanları bize yönlendirmekte. Vatandaşlar doğal olarak evinin sağlam olup olmadığını merak ediyorlar. Bir binayı kontrol etmek, bir insana yapılacak chek up gibi istenen tahlillerle benzerdir. Buda maliyetli bir statik performans analizi, yaparak anlaşılmaktadır. Önce zemin etüdü, laboratuar vasıtası ile karot numune alımı, donatıların röntgen çekilmesi ve mimari, statik röleve projesinin alınması ve bütün bu verileri bir program yardımı ile (sta4cad veya ideyapı) modelleyip, binaya sanal deprem uygulayıp, orada çıkacak sonuçta riskli, güçlendirilecek veya sağlam denmektedir. Ve 2019 deprem yönetmeliği, ise bina alanına göre alınacak karotlar, sıyırmaları ve smith okumasını belirlemiş, buna göre hesap yapılmasını mecbur etmiştir.
Yani sadece bir karot alınanlar ile neticeye gidilmez. Karot sadece beton basınç dayanımını verir, oysa binanın depremde performansı, hepsi ile birlikte ölçülebilir. Bunlarda sorumluluk isteyen, masraflı ve de binaya karotlardan dolayı hasarlı bir yöntemdir. Binada paspayı hariç, demirlerin içinden devam eden bir çatlaklar varsa endişe etmek ve bu kontrolleri yaptırmak gerekir. Herhangi bir çatlak yoksa zamanın hükümlerine göre yapılmış binaları da karot alımı ile hasarlı bir tespitle daha da zayıflatmamak kanaatindeyim. Saygılarımla.
Depremsiz Günler Dilerim.
Mustafa Demir
İnş. Yük. Müh.
Yapıkur inş. Müh.
Mim. Ltd. şti.